Dünya nüfusu arttıkça kullanılan ürünlerde fabrikalarda seri üretimlerle karşılanmaya çalışılıyor. Bundan 30/35 sene öncesinde tek tük kullanılan naylon poşetler şimdilerde tabir-i caizse peynir ekmek gibi tüketiliyor. Ağır sanayinin getirdiği yenilikler beraberinde çevre kirliliğini de getiriyor. Ülkemizde ve dünyanın diğer ülkelerinde kullanılan bazı materyaller denizleri, gölleri, dereleri, nehirleri sonuç olarakta okyanusları aşırı derecede kirletiyor. Akarsulara akıtılan ve sorumsuzca göz ardı edilen fabrika kimyasalları ve naylon poşetler çevre felaketlerine neden oluyor. Açık denizler bazı balıklar ve deniz kaplumbağaları ölüyor ve midelerinden naylon poşet atıkları çıkıyor. Toplu balık ölümlerinin başlıca sebebi de kontrolsüzce boşaltılan kimyasal atıklar oluyor. Zaten başımızda iklimsel değişiklik diye bir bela varken, dev buzullar eriyip yok olup gidiyorken, bizler de katkı yaparsak bu gidişata kendi hayatlarımızı yok etmemiz an meselesi…
Bazı girişimler yapılsa da çevreyi korumak adına maalesef cılız kalıyor. Zira tüketim çılgınlığımızı dizginleyemediğimiz sürece tüm dünya insanları olarak karanlık günlere gitmemiz çok daha kolay olacak. Dünya devi ülkeler çevre kirliliğinin asıl müsebbibleri aslında. Çünkü ağır sanayi tesislerini onlar işletiyor ve çevreye çok büyük zararlar vermekten geri kalmıyorlar. İşin içinde para olunca dünyanın sağlığını düşünmek saçma geliyor onlara. Oysa dünyada yaşayacak insan kalamadığında kazandıkları servetleri nerede ve nasıl harcayacaklar acaba? Dünya genelinde temiz su kaynakları gitgide azalıyor yakında içmek için damla su bulamayacağız.
Çevre adına önemli adımlar atılmazsa cennet gibi dünyamız tam anlamıyla cehenneme dönüşecek…