Sosyal medyanın en çok tahrip ettiği alanlardan biri de toplumsal görgü ve ahlak kuralları oldu. Sanal alemde herşey normal. Sıradan insanların alenen sergiledikleri kötülüklerinin sınırı yok ancak ne söylediğine, nasıl davrandığına özellikle dikkat etmesi gereken kişiler bile, bayağılaşmakta sakınca görmüyorlar. Yazdıklarının kendilerine itibar kaybettireceğini hiç mi hesap etmiyorlar bilemiyorum. Yalnızca hayretler içinde izliyorum. İsmi lazım değil, kendi anlatımıyla 3 donem baro yöneticiliği, 2 dönem ilçe bir dönem il başkanlığı , 5 yıl meclis üyeliği , şimdi 3 kurumun hukuk müşavirliğini yapan bir şahıs dahi son günlerdeki paylaşımlarıyla beni hayretten hayrete düşürdü. Sosyal medya hesabından eski yol arkadaşlarına öyle laflar etti ki... Küfürler mi ararsınız, belden aşağı diye tabir edebileceğimiz ne kadar konu varsa hepsini sayıp döktü. Hem de en sakil sözlerle. Bu şahıs yaptığı paylaşımlarla eğitimin cehaleti alsa da bazı şeylerin baki kaldığını bir kez daha gösterdi. Türkiye’nin kültürel iklimi uzun zamandır vasatlığın, basitliğin ve sakilliğin tahakkümü altında ama herşey gibi bunun da bir sınırı olmalı. Aşılmaması gereken kırmızı çizgiler olmalı. Her seferinde biraz daha aşılıyor sınırlar. Her seferinde bir kırmızı çizgi daha yok ediliyor, edebin bir kalesi daha yıkılıyor. Sosyal medyanın da etkisiyle edepsizlik, seviyesizlik her gün biraz daha normalleşiyor. Saygın bir mesleğe mensup, üstelik uzun yıllar siyasetle uğraşması nedeniyle kamuoyunda tanınan bir şahsın böylesine seviyesiz paylaşımlar yapmasından sonra neler olacak merak ediyorum. Eski yol arkadaşları kendisine sosyal medyadan cevap yazdıkça o da aynı şekilde yazmaya devam mı edecek? Seviyeyi daha nereye kadar düşürecek merak ediyorum doğrusu! İnşallah edepsizliğinin bir sınırı vardır.