İSTANBUL DEPREMİ BELKİ DE BİR UYARIYDI, OLACAKLARA HAZIR MIYIZ?

İSTANBUL DEPREMİ BELKİ DE BİR UYARIYDI, OLACAKLARA HAZIR MIYIZ?
Abone Ol

23 Nisan Çarşamba günü öğle saatlerinde İstanbul’da şiddetli bir deprem meydana geldi. Yıkım ve can kaybı olmaması en büyük tesellimiz elbette.

6,2 şiddetinde olan deprem, sosyal medyadaki ve haber sitelerindeki görüntülerle herkesi korkuttu. Çoğu İstanbullunun geceyi dışarda geçirdiğini gözlemledik. Deprem anında dışarıya koşuşturmalar, yaşanılan korku

Beraberinde, okullar Perşembe ve Cuma günü tatil edildi. Tekirdağ, Yalova ve Kocaeli'de de okullar 1 gün süreyle tatil edildi. Vakıf ve devlet üniversitelerinde de eğitime Perşembe ve Cuma günü ara verildi. Kamu kuruluşlarında çalışan hamile, engelli, gazi ve 10 yaşından küçük çocuğu olan anneler de iki gün idari izinli sayıldı.

Depremin yaklaşık olarak 13 saniye sürdüğü ve ardından 200’ün üstünde artçı depremin yaşandığı kayıtlara geçirilmiş. İstanbul uzun süredir ‘deprem olacak, olabilir’ şeklinde bir çok konuşmaya ve görüşe tabi tutuluyordu.
Deprem ülkemizin bir gerçeği maalesef. Taş yapıtlar arasında yaşamanın belirli fedakarlıkları var. 

Şiddetinin yüksek olması korkutan şeylerden biri elbette fakat, o şiddette bir yıkım olsaydı olacakları tahmin etmek zor değil tabi ki. Hatay ve diğer illerde olan depremlerin İstanbul’da yaşanması da kaçınılmaz olurdu.

BU BİR UYARI MI?

Bu depremin devamlarının geleceğinin elbette garantisi yok ama bu bir uyarı mıydı? diye düşünüyor insan. Her şeye hazır mıyız? Sadece fiziki hazırlık değil, duygusal, zihinsel farkındalığımızı sorgulamalıyız. 

Böyle zamanlarda komşuluk ilişkilerimizin ne kadar önemli olduğunu hatırlıyoruz. Aynı apartmanda yaşayan insanların birbirini tanımasa da afet anında birbirine sarılmak istemesi gibi.

Evlerimizin dayanıklılığı kadar kalplerimizin de dayanışmaya açık olması gerekiyor. Deprem bir gerçek ve bu gerçekle hep birlikte başa çıkmalıyız. Çocukların korkularını hafifletmek, onlara güven vermek ve yanındayız diyebilmek en büyük hazırlıktır belki de.

Afet anında insanlar ne yapacağını bilemiyor, bittikten sonra uzun bir düşünceye dalıyorsunuz. Hayat gerçekten çok kısa ve 1 saniyelik anda bile içimizdeki unutulmuş korkular çıkıveriyor. 

Umuyorum ki bu sarsıntı, yalnızca evlerimizi değil, bilinçlerimizi de uyarır.
Ve bizler, hep birlikte daha hazırlıklı, daha bilinçli ve en önemlisi daha dayanışmacı bir toplum oluruz.

SAĞLIKLA KALIN…