Bugün Mart ayının ilk günü.
Bir başka deyişle ilkokuldaki duvara asılı mevsimler şeridinin kış ‘ın bittiği, ilkbahar’ın başladığı erken sıcak günler.Ama Aydın 2 gündür ayaz işgalinde.Herkes ya nezle , ya da grip yorgan döşek .Mart daha ilk gününden başladı kazma kürek yaktırmaya.Üzerine de don gelecek deniyor bugün yarın.Giderayak kış kışlığını , yapacak demek ki.Olsun varsın arkası yaz olduktan sonra Mart’ın soğuğuna da eyvallah.
DÜNYA NADİR HASTALIKLAR GÜNÜ
Dün televizyonlarda böyle bir günün varlığını duyunca çok şaşırdım.
Sağlıklı olanların , dermanı bulunmayanlara karşı duyarlı ve farkında olması için ,her yıl Şubat ayının son günü, dünya üzerinde yaklaşık 350 milyon kişiyi etkileyen nadir görülen hastalıklara dikkat çekmek amacıyla ‘Nadir Hastalıklar Günü’ olarak kabul ediliyor. Dünya genelinde 350 milyon kişiyi, Avrupa'da 2000 kişiden birinde toplam 30.000 kişiyi etkileyen 6000’den fazla nadir hastalık bulunuyor. Bu hastalıkların %80’i genetik nedenlere bağlı ve akraba evliliklerinin sık görüldüğü ülkemizde nadir hastalıkların görülme sıklığı yüksek olup yaklaşık 7 milyon hasta olduğu tahmin edilmektedir. İnsanoğlunun milyarlarca hücresinin gelişerek, sağlıklı bir insan oluşmasının aslında bir mucize olduğunu düşünmek lazım.Tüm biyolojik gelişmeler, her işlemde bir hata olasılığına karşın, sonunda sağlıklı biri olarak gelişmemiz hepimizi düşündürmelidir. Zaten hayatı her anı bir mucize imiş gibi yaşamak gerek. Öyle ya, hepimiz bu gelişme ve hücre değişiminde yanlış olasılıkların yüksekliğine rağmen , sonunda sağlıklı olabilmemiz bir mucize değil de nedir..?
Bu hastalıklardan biri de OTİZM üzerine geçtiğimiz Çarşamba akşamı Efeler Belediyesi ve Efeler Kent Konseyi işbirliği ile Adnan Menderes mahallesindeki , mahallenin adıyla özdeş ,Yaşam merkezinde konferansta ADÜ’den Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr.Hatice Bağdatlı AKSU ve genç çalışma arkadaşlarıyla Otizm üzerine bir konferans ta , nadir hastalıklar üzerine bilgi edindik.
Özellikle Otizm merkezindeki eğitimci Mehmet ÇOBAN ‘ın yarattığı mucileri görünce göz yaşlarımızı tutamadık.Yürütme kurulu üyesi olmaktan gurur duyduğum Efeler Kent Konseyimizin çabalarıyla Otizm spor merkezini 2 yıl önce kentimize kazandıran Efeler Belediye Başkanı Sayın Mesut Özakcan’a, sabır ve çalışkanlık abidesi Otizm eğitmeni Mehmet Çoban Öğretmenimize, emeği geçenlere bu anlamlı günde yürekten teşekkürler.
BU HİÇ OLMADI BE , USTA ,
NE DÜŞÜNÜRSÜN BU HUSUSTA.
Yaklaşan yerel seçimlerde kimi mevcut adaylar kendilerini geçtiği çıraklık ve kalfalık dönemlerinden sonra, şimdi de ustalık dönemi için hazırlandığını açıklamışlar.Bildiğimiz çıraklıkla başlayan ve ustalk ve kendi işyerini açmasıyla devam eden ,Ahi teşkilatı kendi içinde terfi dereceleri çırak , kalfa , usta ilişkisiyle nitelendirilir malum.Ustalık , artık en son olmasa da,sona en yakındır.Bir üstü ise pirim , mirim denilen Ordinaryüs ünvanıyla taçlandırılır.Usta demek , saygın , işini ehli, ve öğreticisidir. İnşaatlarda da, bu hiyerarşi aynen uygulanır. Amele veya işçi , kalfa ve usta alınan ücretlere ve yevmiyelere göre de kademelidir. Bu konuda da, hayatta çok anekdot vardır. İşte bunlardan biri. Süleymaniye Camiinin inşaası sırasında bir ermeni usta, yanlış duvar yapması sonucu, Kanuni tarafından cezalandırılır. Ermeni usta, Sultandan şikayetçi olur. Kadı, ikisini de huzuruna çağırır. Kanuni ve usta, kadının karşısında ayakta beklemektedirler. Karar açıklanır: “Kısas!” yani Kanuni de aynı şekilde cezalandırılacaktır. Ermeni usta, adalete hayret eder ve:-“Madem dininiz bu kadar adil, hem davamdan vazgeçiyorum hem de müslüman oluyorum”Davadan sonra Kanuni, kadıya:-“Eğer ben padişahım diye benim lehimde bir karar verseydin, seni bu kılıcımla öldürürdüm”Kadı, oturduğu minderin altından bir hançer çıkarır -“Sultanım siz de eğer ‘ben padişahım’ diye kararıma itiraz etseydiniz ben de bu hançeri sizin kalbinize saplardım…!”
İşte adalet.
İnsanlara ve herkese lazım olan ve hadislere göre de, kıyametin adaletin yerle bir olmasıyla ortaya çıkacağına işaretler bulunan adalet.Bir gün herkese lazım olacak olan adalet.Doğruluk dürüstlük artık bırakın normal yaşamı , yerel seçimlerde bile mumla aranır bir meziyet.Ama aslında olması gereken bir fıtratı , günümüzde üstün görmek, ahir zamanın işaretleri sayanlar da var.Bir başka anekdot da doğruluk üzerine ;Devrin padişahı , bir gün halkın bütün çocuklarını bir meydana toplar ve her birine bir saksı ve bir de tohum verir. En iyi en güzel yetiştiren çocuğun ol hikayedir ki, kendinden sonraki padişah seçileceğini söyler. Bütün çocuklar bir yıl boyunca her gün tohumlarını sularlar, saksılarını güneşe doğru çevirirler. Artık o gün gelir bütün çocuklar saksılarını eline almış, padişahın huzuruna çıkmak için heyecanla beklerler. en güzel ağaçları yetiştirmişlerdir. fakat bir tanesinde ne bir ağaç nede bir ot vardır.O saksının sahibi çocuk annesine söylenir, “ anacım ben gitmek istemiyorum utanıyorum .Herkesin ağacı ne kadar güzel büyümüş , ama benimki hiç büyümedi. anacığı , “olsun oğlum sen denedin çabaladın gayret gösterdin ama takdiri ilahi senin ki büyümedi, sen yinede gideceksin o meydana” demiş. Padişah bütün çocukları tek tek gezer, bizim ağacı olmayan şakirt de , kuytu köşe bir yerde saklanmış bekler Sultanı. Ancak ,çok utandığı için çocuk hiç sesini çıkarmaz. En sonunda padişah bu çocuğu bulur ve herkesin huzuruna çıkartır. Çocuk hem meraklı, hem de korkak başını öne eğer. Padişah ; “benden sonraki padişah bu çocuk olacak” der. “Size verdiğim tohumların her biri kuru tohumlardı. hiç birinden böyle güzel ağaç yetişme ihtimali yoktu. siz tohumları değiştirdiniz, ama bu çocuk benim verdiğim tohumu değiştirmemiş, doğruluğu ve dürüstlüğüyle padişah olmaya hak kazandı “ der .Günümüzde işte adalet ve doğruluk bu anekdotlarda olduğu gibi , sadece bir çocukta değil , herkeste olmalıdır. Olması gereken de budur. Ama adalet ve doğruluktan ayrılanlar çoğalırsa, işte orda adaletli ve doğruda kalan çok az sayıda insan erdemli sayılırlar. Ne demiş bir eren, “Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hâinlere güvenilecek. İnsanlardan şâhidlik etmeleri istenmediği halde şâhidlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği halde yemin edecekler”
O GÜNLER BU GÜNLER Mİ ACABA ..?
SÖZÜN ÖZÜ :
EN GÜZEL İNTİKAM BAŞARIDIR. SENİ SEVMEYEN HERKESİ ÜZER.
MEHMET ÖZÇAKIR