HAİN SALDIRI BÜTÜN YURTTA KINANIYOR

Abone Ol

İstanbul Beşiktaş’ta meydana gelen hain saldırıda 37’si polis, 7’si sivil 44 vatandaşımız hayatını kaybetti. Saldırıda gencecik insanların hayatlarını kaybetmesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlarla yaptığı toplantıda “tüm terör örgütlerine karşı seferberlik ilan ediyorum” dedi.

Anayasanın 104. Maddesine göre, Türkiye cumhuriyetinin başı olarak PKK, DEAŞ, DHKP-C ve FETÖ terör örgütlerine karşı seferberlik ilan edildiğini açıkladı.AKP, CHP ve MHP Genel Başkanları da yaptıkları ortak toplantıdan sonra iktidara destek sözü verdiler.Gördüğünüz gibi Türkiye sanki tam bir savaş ortamına girmiş gibi açıklamalar yapılıyor.

Demek ki, durum bu kadar vahim!

İyi de bu saldırıların gerçek adresi neresi? Tehdit içten mi geliyor, yoksa dıştan mı?

Saldırı sonrasında bir açıklama yapan TAK adlı örgütün eylemi tamamen polisimize yönelik olduğunu unutmayalım. Bu örgüt

PKK’nin bir kolu imiş.

İlan edilen seferberlik, yalnız terörizme karşı olursa iyi. Ancak Başkanlık sistemi içinse işin ciddiyeti kaybolur.Şu seferberlik konusu bir irdeleyelim!

Sayın Erdoğan: “Seferberlik ilan ediyorum” deyince seferberlik yürürlüğe girmez. Çünkü seferberlik ilan etmek, Anayasamızda belirli esaslara bağlı. Seferberlik olağan üstü hal ilan etmekten çok farklı bir durumdur

Karar, Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkar. Sonra ülkenin elindeki bütün güçler kullanılır. Onun için Sayın Erdoğan’ın açıklaması, savaş öncesinde alınan bazı karar ve tedbirler olabilir.

Seferberlik halinde vatandaşların ne yapacakları yine kanunla belirlenir. Burada bir gerçek var ki, sözle, kınamakla terörün önlenemiyeceğini iyi bilmemiz lazım. 41 yıldır devam eden terörde bugüne kadar ne elde ettik? Türkiye, teröre en azından 300 milyar dolar harcadı. 35 bin kişi de canından oldu. İyi bilinmeli ki terör, hala can almaya devam ediyor. Çünkü terörü Batı devletleri destekliyor. Emperyal güçler, ülkedeki ekonomik ve siyasal huzursuzluğu bir araç gibi kullanarak Türkiye’nin huzurunu ve istikrarını bozuyor.

Bu düşünce çerçevesinde terör örgütleri, bir veya birden fazla ülkeden destek aldıkları bir gerçektir. Mesela bir süredir terör eylemi yapan bombacılar kimdir? Nereden gelmişlerdir? Yüzlerce ağırlığındaki patlayıcıyı bir kentin merkezine nasıl taşımışlardır?

PKK yıllardır Kandil’i merkez seçti. Bu merkezden bombalarını Türkiye’ye taşıdı ve ellerini kollarını sallıya sallıya ülkenin sınırlarından geçtiler.

Ama biz ancak bir kız kandil’e gidebildik. Aradan 19 yıl geçti. Türkiye şimdi Kandil’e gidemiyor. Yani terörü destekleyen ülkeler bize izin vermiyor. Şimdi PKK ikinci merkezini Suriye sınırında açtı. Peşmerge ile PYD Kobani’de sırt sırta verip çarpıştılar. Onlara bu fırsatı Türkiye verdi. Ancak PYD bizim dostumuz değil, ama peşmerge yakın dostumuz. PYD’nin dostu ise ABD! Oyun içinde oyun! Karmakarışık ve işin içinden çıkılmaz bir durum. Kimsenin kolay kolay yorumlayamayacağı bir sürü yanlış var. Hatanın yanında büyük bir şansızlıığınız da var.

Ne dersiniz Batı Hıristiyan dünyası kürtleri çok sevdiği için mi onların hamiliğine soyundu herkes çok iyi biliyor ki batı dünyası, özellikle Müslüman olan bir topluluğu kesinlikle sevmez. Türkiye’ye zarar vermek ve cezalandırmak için kürtleri maşa gibi kullanıyorlar ve ülkemizde 40 yıldır. İlk önce Asala, sonra PKK ve diğerlerinin yaptıkları terör eylemlerinde gencecik canları kaybettik. Türk gençleri batının keyfi için daha ne zamana kadar kaybedecek? Sözlerime son vermek isterken şunları söylemek isterim. “Artık batı dünyası Türkiye’nin dostu falan değildir.”