Yaşadığımız günler insanlığımızdan utandıracak gelişmelere sahne.
Dün bir toplantıda Cumhurreisi’nin bile yakındığı ahlak değerlerinden uzaklaşan toplum olduk.
Evliliklerin yürümediği, insanların nefret ve kindarlıkla bakıştığı, çocuk sayısının azaldığı , uyuşturucu kullanımının arttığı, fuhuşun yaygınlaştığı günümüzde nereye gidiyor bu toplum..?
İcraatın başındaki en yüksek tepede yer alan cumurun reisi bile şikayetçi ise, kim bunun suçlusu..?
İcraatın başındaki tüm yetkilere sahip iken , yakınan değil , çözüm bulan kişi olmalıdır.
Nerdeyse ana medya bütün kanallar bir tekelin elindeyken , bu dizilere izin veren sessiz kalan kim ve kimlerdir..?
denetimsiz TV dizileri, terlemeden , zahmetsiz köşeyi dönmeyi , silahı özendiren , kavgalı vurdulu kırdılı programlara kimdir izin veren ..?
Benim zamanımda ve 70 ‘li yıllarda tek kanallı siyahbeyaz TRT günlerinde gerek radyo , gerekse TV lerde denetim kurulu adında astığı astık ,kestiği kestik bir kurul, kılı kırk yarar , her şeye geçit izni vermezdi.
Ama bugün,
Anasına babasına karşı çıkan , bağıran , şiddet sahnelerini eksik olmadığı , kadın erkek ilişkileri ile en okumuş kesimi ekrana yapıştıran saçma sapan diziler , evlilik programları kimin izniyle yapılıyor..?
İzlenme oranı uğruna bir toplum gün geçtikçe elden kayıyor, yitip gidiyor.
Her yerde Çocuk tacizleri, kadına şiddet, kapkaç, soygun ve cinayet,
Evleneceği kıza karşı çıkan ana ve babasını öldüren hain evlat,
Yaşamak için , başkalarını harcamaktan çekinmeyen duygusuz iki ayaklı canlılar.
Bir hayvandan bile insafsızlar ,
Bir hayvandan daha acımasızlar.
İki ayağı üzerinde yürüyebilen bu caniler,
Kendisini insan sanmaları , diğerlerine büyük haksızlıktır.
Hatta hayvanlara bile ..!
Bize neler oluyor dersiniz..?
Kime güveneceğiz,kiminle arkadaş dost olacağız..?
Nerde kaldı komşuluk..?
Eskiden evin kapısı açık , çarşıya giden kadın,
Cuma namazına kapı önüne bir sandalye koyup ,
Camiye koşan esnaf,
Döndüğünde kapısını kendi açar,
sandalyeyi yine kendi alır çekerdi.
Eskiden Amerika, Harlem’de sokağa çıkılmaz diye bilinirdi.
Buraları da artık Harlem’den farksız..!
Ne dostluk kaldı ne de arkadaşlık..!
Oysa dost ve arkadaş üzerine söylenen öylesine anekdot var ki,
Herkes arkadaşınız olabilir ama dostunuz asla,
Bazı arkadaşların gelmesini,
Nasıl olsa gideceği için sevinirsiniz..!
Kimi arkadaşlarınız vardır,
Virüs gibidir, siz aramadan gelir o sizi bulur,
Kimi arkadaşınız vardır ilaç gibidir, tam zamanında bulunur gelir,
Kim arkadaş vardır, hazine gibidir, arasanız da bulunmaz..!
Bir dostunun ihanete uğrayan biri , ihanet edene,
Senin bana ihanetin değil de,
Senin yüzünden tüm dostlara duyacağım şüpheme üzülürüm..!
Ana ve babamızı kader, arkadaşımızı kendimiz seçeriz.
İşte bu yüzden hep üzülürüz..!
Arkadaş edinmenin tek yolu, arkadaş olmaktır.
Arkadaş uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek arkadaşı bulmak zordur.
Arkadaşınıza düşmanınız olabilecekmiş gibi davranınız.
Arkadaşınızın evinize sık sık gidin, çünkü gidilmeyen yolları çalılar bürür.
Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız,
yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınız.
Ne dersiniz eskilerin dediği hep çıkar,
bu da mı olacaktı..?
Ne demişti eskiler,
Binalar ve zinalar dedikleri ,
Acaba bu günlere mi işareti.?
İnsanın insana vahşeti,
Benim yaşamam için , senin ölmen..!
Etrafta epey insan var ama,
İçinde tek tük dostluk,
Nerde kaldı insanlık,, arkadaşlık..?
Gerisi, hep merhabalık..!
***
2019 Ramazan ayı geldi çattı.
Yarın akşam ilk iftara kalkacağız , ilk teravih namazına duracağız,
Yılda bir ay , hayatın koşuşturmasını bırakıp , biraz da kendimizi dinleyeceğiz, ,
Bir ay boyunca yoğun manevi duygularımızla uhreviyet , içinde hayatımızı gözden geçirip , yeniden şekil vermek için bir fırsat.
Kendimize soracağımız çok soru olacak,
Kimiz , nerden geldik nereye gidiyoruz, neden buradayız.?
Bu sorulardan hayatın anlamını çıkarabilenlerden olmak dileğiyle,
Ramazan ayınızı kutluyorum.
Feyzi , mağfireti ve bereketi hepimizin üzerine olsun.
SÖZÜN ÖZÜ :
ASLINDA EN İYİ ARKADAŞLARIMIZ HAYVANLARDIR.
NE İHANET EDERLER,NE DE KUSUR KABAHAT BULURLAR.