Yazıma başlamadan önce bu yazımdaki “güncelle-me”nin “günümüzde yapılan zamlar” için ifade edilen güncellemeyle hiçbir ilgisi olmadığını belirt-mek isterim. Bu güncelleme bireysel ya da toplum için daha iyi, daha güzel ve daha yararlı sonuçlar elde etmek amacıyla, eğitimde günümüz şartlarına göre, yapılması gereken güncellemedir.
Pandemi yıllarında, okullarımızdaki ders programlarının Bakanlıkça “güncellenmesi”nin ardından, “öğretmenlerin de “online eğitim için güncellenmesi” gerekliydi. Kendini branşında, alanında sürekli yetiştirmemiş yani güncellememiş, değişen teknolojiye ayak uyduramamış, mezun olduktan sonra geçen yıllarda hep aynı kalmış öğretmen-lerimiz için eğitimde yapılan, “online eğitim” çalışmaları, okullarımızın kapalı olduğu ve “yüz yüze “ eğitimin yapılamadığı dönemlerde, elbette yararlı olmuştur.
Yıllardır yapılan uygulamalarla “yaz-boz tahtası” haline gelen eğitim sistemimizde yapılması plânlanan “güncellemeler”in objektif, tarafsız ve uzman kadrolardan oluşan komisyonlarca akademisyenlerin de katılımıyla yapılması gerekir. Bu güncellemelerin öğretmenlerimiz için sadece bilgi ve uzmanlık alanında değil, aynı zamanda “maaş ve ücret” açısından da yapılması zorunludur.
Eğitimde güncellemeyi bireysel ele alırsak, ”yaşadığınız ortamda “kapsama alanı dışında kalmamak”, çevrenizle iletişimin kesilmesini, “yalnız başınıza – içine kapanık-bir yaşam" sürdürmek veya iş ararken bulmada sıkıntı çekmek istemiyorsanız, kariyeriniz ne olursa olsun, her gün değişen teknolojik, sosyal ve ekonomik ortama ayak uydurma zorunda olduğunuzu unutmamalısınız.
Biz buna “her yaşta eğitim” diyoruz. Bilgi ve becerilerimizi bulunduğumuz ortamın hızı ile uyumlu olarak yenilemek zorundayız. Nasıl bilgisayarlarımız veya teknolojik araç ve gereçlerin belli bir zaman aralığında veya her an güncellenmesi gerekiyorsa, insanların da bilgi ve becerileri de günümüze uyumlu hale getirilmelidir. Bu da her yaşta eğitimle mümkündür. Bunu için, kendimizi sürekli “güncellemeliyiz”.
Yapmanız gereken nedir? Bunun için ilk önce “ölene dek eğitim” kararı alarak, yalnız akademik anlamda değil aynı zamanda mesleki ve teknik ortamda beceri eğitimi ve kişisel gelişim programlarına düzenli olarak katılmalı ve kendinize güven gelmesi için de bu çalışmalarınızı belgelendirmelisiniz.
Kahve köşelerinde zaman öldüreceğinize, “değişik hobiler edinmek, resim yapmak, koro çalışmalarına giderek müzikle uğraşmak, cebinize göre turlarla gezilere katılmak, el beceri sergileri açmak, çocuklar ve gençlerle birlikte olmak, yaşlıların deneyim-lerinden yararlanmak, doğa ve çevre için çalışmak” yoluyla yaşama bağlanmak için mutlaka “kendinizi güncellemeniz” gerekmektedir.
Emekliler için zaman sorunu olmayabilir ancak, değişik kariyerlerde çalışanlar akşam veya hafta sonu kurslarına ve etkinliklerine katılabilirler. Kendimden örnek vereyim. 35 yaşından sonra “bağlama çalmayı” öğrendim. Teknolojik gelişmeler karşısında, meslekte 40 yıl kullandığımız “daktiloyu” bırakıp – zorlanarak da olsa - 57 yaşında kurs ve seminerlere giderek “bilgisayar” kullanmayı öğrenmek zorunda kalışımız, ölene dek eğitimin bir parçası oldu.
Benim gibi teknolojiyi seviyorsanız, günümüzde iphone ve ipad'lerin cazibesi, facebook, twitter, instagram ve benzeri sosyal medyada, uzaktaki ve yakındaki arkadaşlarınızla iletişim içinde olabilir-siniz. Ben kendimi güncellemek için, öğrenmenin yaşı olmaz, diyerek 75. yaş günümde bile, teknolojiyi kullanmanın hazzını yaşamaktayım. Sizler de çocuklarınızdan, bilenlerden buna benzer yardım alabilirsiniz.
Kişisel gelişiminizi sağlarken şu kuralı unutmayınız. “Yapamam deme, yapan senden üstün değildir.” İş aramaya gidenlere ilk sorulan sorular; hangi okuldan mezun olduğunun yanı sıra, bildiği yabancı dillerden sonra, bilgisayarda hangi programları bildiği ve kullanım sertifikalarının olup olmadığıdır.
En kolay iş bulma şansı olanlar ve ücret konusunda pazarlıkta avantajı ellerinde bulunduranlar, en yeni bilgilere ve geçerli becerilere sahip olanlardır.
Günümüzde holding ve şirketler ihtiyacı olan elemanları –ön inceleme ile - daha üniversite son sınıftan itibaren kendi özel alan eğitimlerine almakta, onları sosyal, ekonomik ve teknolojik açıdan istediği şekilde “güncellemekte”, hatta bunun için de ek olarak “iş güvencesi” vermektedir.
O halde, “Ekmeğin aslanın ağzında değil, midesinde olduğu” günümüz iş ortamında çalışmak zorunda olan ve gelişmelerden uzak kalanların ne yapması gerek? Çalıştığı sürede veya emekli olduktan sonra da bilgi ve becerilerini ortama ve gelişen teknolojiye göre sürekli geliştirerek “kendini güncellemesi” gerek. Bu da “ölene dek eğitim” demektir.
Şu ana kadar yapmadıysanız, genç ya da yaşlı da olsanız yaşama daha sıkı bağlanmanız ve çevrenizle iletişiminiz için “kendinizi güncellemeye” ne dersiniz?
Sevgiyle kalın. Saygılarımla.
Ali İhsan ÖZÇAKIR
MEB. Emekli Bakanlık Başmüfettişi