İnsanlık tarihi boyunca birçok salgın hastalık dönemi yaşanmış, öyle ki toplu ölüm vakaları görülmüş. Her çağda olası salgınlara şifa bulmak öyle kolay olmamış. Örneğin kıta Avrupası 1817 yılında başlayıp,1824 yılında çaresi bulunana kadar milyonlarca kişiyi kolera salgınında kaybetmişti.
Başka bir ölümcül salgın olan İspanyol gribi ise 1918 yılında yayılmaya başlamasından sonra 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanı öldürdü. Şimdilerde ise dünyanın başı koronavirüs belası ile dertte. Alınan tedbirlere rağmen her gün binlerce insan hayatını kaybediyor.
Tedbir demişken Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Fahrettin koca, vatandaşların uymaları halinde çok basit kurallar ile hem kendi hem de diğer insanların hayatını koruyabileceklerini anlatıyor ve anlatmaya da devam ediyor. Örneğin el ve mekan hijyeni, maske gibi kolay yapılabilirliği mümkün olan şeyleri bile yapmıyoruz ya da eksik yapıyoruz.
Virüs adı üstüne bulaşıcı ve hatta koronavirüs gibi olan vakalar ölümcül. Şimdilerde maske takmak zorunlu hale getirildi. Lakin birçok kişi maskeyi bile doğru dürüst takmıyor, burunlar dışarıda sadece ağızlar kapalı, kimisi hiç takmıyor, kimisi de kollarına takıyor. Hepsi bir yana caddelerde, sokaklarda, parklarda, yol kenarlarında, otoparklarda ve pek çok alanda kullanılan maske atıklarıyla dolu. Oysa koronavirüs bir pandemi salgını bulaşı oranı temas yoluyla ve havada asılı kalan parteküller ile oluyor. Sağlık yetkilileri televizyonlarda bizzat kendileri veyahut kamu spotları ile sık sık halkı uyarıyor maskeyi doğru bir şekilde kullanmanın önemi vurgulanıyor. Maske kullanıldıktan sonra bir poşete konularak çöpe atılmalı deniliyor. Buna rağmen az önce saydığımız yerlerde hala maske atıklarını her gün görmeye devam ediyoruz.
Kime sorsak kendince belirlenen pandemi kurallarını sıkı sıkıya uyuyor, ama uyuyorlarsa hala neden her yerde maskeler ortalığa adeta saçılmış duruyor? Kurallara tam anlamıyla uyanlara asla sözümüz yok, onları tenzih ediyorum. Demek ki, büyük bir topluluk kuralları hiçe sayarak kendilerinin ve sevdiklerinin ve dahası toplumu oluşturan diğerlerinin sağlıklarını hiçe sayıyor. Herkes kendince titiz, uyarılara karşı hassas. Kabul etsek de etmesek de pis kişileriz. Dünya şimdiye kadar çok salgın hastalıkla karşı karşıya kaldı, milyonlarca insan yapılan uyarılara kulak verseydi ölümler bu kadar çok olmazdı. Demek ki, kural-lara uyarsak yenilmesi hatta yok edilmesi mümkün olmayan hiçbir salgın olmayacaktır.