Bugün ilkokullardaki mevsimleri gösteren duvara asılı panoda sarı sıcak günleri belirten yaz mevsiminin başlangıcı ve ilk günü.
Artık , Sonbahar'a veda ettiğimiz , denizi ve tatili özlediğimiz Yaz mevsiminin başı ve Haziran ayının ilk günü bugün.
Haftanın da ilk günü , Pazartesi sendromu olarak bilinirdi her hafta başı ,
Ama artık nerdeyse her gün “evdekal “ sendromuyla baş başa , 65 üzeri kıdemlilerimiz ve 18 yaş altı gençlerimiz çocuklarımız.
Son açıklamayla bir ümit sokağa çıkmayı bekleyenler , heyecanla bekledikleri müjdeli habere yine kavuşamadılar.
“Evdekal günleri “ onlar için devam edecek , ucu açık bir süre daha.
Kıdemlileri hiç memnun etmedi bu gelişme.
Haksız da değiller..!
Bir kıdemli sosyal medyada, bakın neler yazmış.
“biz maske takmayı da, fiziki mesafeyi koruma ve kişisel temizliğimize de bilen insanlarız.”
Ama maalesef toptancı bir yaklaşımla kıdemliler maalesef yine yeniden evde.
Yazdığım gibi, kendini bilenler, kendini bilmezlerin kurbanı oldular.
Gelenek ve görenekler , zorunlu önlemlerin önüne geçti.
Doğu da bir cenazenin ardından , taziyeye gitmemek en büyük ayıp ve sosyal günah olarak bilindiğinden , vatandaşlarımız Korona'ya rağmen bir arada oturup ,sarılıp kucaklaşmaya devam ettiğinden , hastalık yeniden arttı doğu illerimizde.
Batı da ki kıdemliler de , işte bu toptancı yaklaşımla adeta cezalandırılıyorlar.
Oysa kıdemli bir Aydın'lı okurumuzun dediği gibi , kendini bilenler için bu sokağa çıkma yasağı, illerdeki pandemi kurullarınca yeniden gözden geçirilmelidir.
KORONA'YA RAĞMEN , SİYASET'E DEVAM
Bu zor günlerde de siyaset ve söylemler dur durak bilmiyor.
Bir türlü , Demokrasiyi millet olarak özümseyemedik henüz..!
Bizimle aynı düşünenleri başımızın üstünde taşırken , eleştirdiğimiz zaman bizden düşmanı yok..!
İçimize sindiremediğimiz püf noktası işte tam burada.
Bizim gibi düşünmeyenleri neden düşman ilan etmeye çalışıyoruz.
Aşık Veysel'in dediği gibi,
“koyun ,kurt ile gezerdi, fikir başka başka olmasa”.
Ama doğanın , insanın en önemli özelliğidir çeşitlilik, farklılık.
Hiç akkoyun'un karakoyun'a renginden dolayı eziyet ettiği görülmüş müdür ?
Fikirler de öyle.
Herkesin aynı düşünmesini nasıl beklersiniz.
Allah'ın verdiği aklı ve muhakemeyi farklı olarak kullanan insanları neden ötekileştirir ve ayrıştırırız..?
Sevmediğimiz bir icraatı ve uygulamayı karşı çıkmayı neden hemen bir düşmanlıkla ilişkilendirip yaftalarız..?
İnandığımız şeylerde birlikte olduğumuz gibi,
İnanmadığımız ve kendimize göre haksız olduğunu gördüğümüz konularda, haklı protestolarımızı göstermek ne kadar demokratik ise,
Buna izin vermeyenlerin , katlanmayanların , korkanların yasaklaması ,
O kadar anti demokratiktir.
Eylem suç'a neden oluyorsa Adalet gereğini yapacaktır.
Eylemci , bazı Vandalistlerin cam kırmak, taş atmak, araba yakmak eylemleri nasıl ilkel ve anti demokratik ise, hukuk içinde kalarak başkalarının özgürlük sınırlarına kadar gelip bunu aşmayan gösteriler bir haktır.
Rahmetli Menderes'in 555K olayında Ankara Kızılay da yakasına yapışan Demokrat Parti aleyhtarlarına Rivayete göre, o zamanlar öğrenci olan, Deniz BAYKAL ancak , şair Cemal Süreyya 'nın aktardığına göre ise Vedat DALOKAY Menderes'in
“Ne istiyorsunuz?” sorusu üzerine başbakanın yakasına yapışıp ,
“Hürriyet istiyoruz!” demişti.
Menderes ise tarihe not olarak düşen şu soruyla cevap vermişti,
“Başbakanın yakasına yapışıyorsun, bundan büyük hürriyet olur mu? “
Gerçek demokrasiye inanan Aydın'lılar devletine inanan, ama adaletsizliğe ve haksızlığa tepki vermeden önce sessizce durup ,seçimlerde cevabını veren necip insanların yaşadığı kentimizdir.
Dil Ezop'un dediği gibi, en tatlı sözleri de ,en acı kötü sözleri de söyleyen
Organımızdır.
Ama idareciler, yine atalarımızın dediği gibi on kere düşünüp ,
Bir kere konuşmalıdır..!
Ne demiş Şeyh Edebali , Osmanlı devletinin kurucusu ve damadı Osman bey'e nasihatında..?
*********
Ey oğul, artık Bey'sin!
Bundan sonra
öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoş görmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana..!
***********
Eleştiriye tahammül edemeyen asla siyasete soyunmamalıdır.
Çünkü herkesi memnun etmek asla mümkün değildir.
Başarısızlığın nedeni de , herkesi memnun etmeye çalışmaktır.
SÖZÜN ÖZÜ :
İYİ GEÇİNMEK İKİ KİŞİNİN KUSURSUZ OLMASIYLA DEĞİL,
BİRİBİRLERİNİN KUSURLARINI , HOŞ GÖRMESİYLE OLUR.
Mehmet ÖZÇAKIR
mehmetozcakir@hotmail.com
P.K:110 EFELER – AYDIN
GSM : 0505.8077828