BİR GAZETE MANŞETİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde gazetelerin ilk sayfalarına göz gezdiriyordum. Yeni Akit gazetesinin 9 Eylül 2021 tarihli sayısının manşeti, 'CHP zulmü 98 yaşında' idi. Şaşırdım diyemeyeceğim elbette. Bahsi geçen gazete, kendisini “siyasal İslamcı” yelpazede konumlandıran bir yayın organı. Çeyrek asrı aşan tarihi boyunca çeşitli defalar 'Beklenen Vakit', 'Akit', 'Anadolu'da Vakit', 'Yeni Akit' gibi farklı isimler alsa da yayın politikası ve içerikleri hiç değişmedi.

***

Atatürk'e, O'nun kurduğu cumhuriyetin laiklik ilkesi başta olmak üzere temel kazanımlarına hep düşmanca bir tutum içinde oldular. Atatürkçü kişileri hedef göstermekten hiç geri durmadılar. Haber ve yazılarına yansıyan nefret söylemiyle, toplumsal ayrışmayı her fırsatta körüklediler, körüklemeye de devam ediyorlar. Esasen, 9 Eylül günü attıkları bu manşetle CHP'yi değil, doğrudan Atatürk'ü, O'nun ilke ve devrimlerini, cumhuriyet değerlerini hedef alıyorlar. Bu apaçık ortada. Aynı gazetenin televizyon kanalı da birkaç yıl önce Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümünde “Zulüm 1938'de son buldu” altyazısını izleyicilerle paylaşmış, kamuoyundan ciddi tepki görmüştü. Yine Atatürk karşıtlığıyla bilinen bir derginin, Atatürk'e atıfta bulunan 'Olmasaydın da olurduk' ilanı, bu gazetede yayımlanmıştı. Bütün bunları alt alta topladığınız zaman, bu yayın politikasının düpedüz Atatürk düşmanlığına hizmet ettiği aşikârdır.

Haberde, CHP için “Türkiye'nin asırlık virüsü” ifadesinin kullanılması akıllara zarar bir durum. Bırakınız CHP'yi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarına göre kurulmuş hiçbir partiye böylesi bir yakıştırmada bulunma hakkı ve yetkisi kimsede yoktur. Bu durum, meslek etiğiyle bağdaşmaz diyeceğim ama meslek etiği, farklı düşünce, inanç ve görüşlere saygı gibi unsurların birilerinin lügatinde yazmıyor anlaşılan.

***

Yine söz konusu haberde, Atatürk döneminde gerçekleştirilen çok partili demokrasiye geçiş denemelerinin önemsizmiş gibi lanse etmeye çalışmak, Millî Mücadele karşıtlığıyla bilinen İskilipli Atıf'ı mazlum bir kimseymiş gibi lanse etmek, 'ezana ve camiye el uzattılar' safsatasıyla Atatürk dönemini kötülemeye çalışmak, iyi niyetten bütünüyle uzak yaklaşımlardır.

Bugün bu topraklar üzerinde, özgür ve bağımsız bir ülkenin vatandaşlarıysak, minarelerimizden 5 vakit ezan okunuyor, düşman süngüsü altında değil de, hür bir şekilde ibadetlerimizi yerine getiriyorsak, bunu o üstü örtülü şekilde dil uzattıkları Atatürk'e ve mücadele arkadaşlarına borçluyuz. Milli Mücadele yıllarında vatansever din adamlarıyla kol kola yürüyen Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kurmuştur. Elmalılı Hamdi Yazır'a Kur'an – ı Kerim tefsiri yaptırmıştır.

Çökmüş bir imparatorluğun küllerinden ulus egemenliğine dayalı bir cumhuriyet kuran da, genel ve eşit oy hakkı getiren de, Türk kadınına Avrupa devletlerinden önce seçme ve seçilme hakkını veren de, 'Tek hedefim parlamenter bir cumhuriyettir' deyip çok partili hayata geçişi işaret eden de Atatürk'tür.

***

Tüm siyasal partiler gibi CHP de asla dokunulmaz ve eleştiriden muaf değildir. Eleştirilecek çok şeyi de vardır doğrusu. Ancak eleştiri farklı bir şeydir, cumhuriyetin kurucusu partisi üzerinden, bu ülkenin kurucu liderini değersizleştirme girişimleri ayrıdır.

Türk milletinin ezici çoğunluğunun gözünde, Atatürk'e ve Atatürkçülüğe düşmanlık edenlerin hiçbir geçerliliği yoktur. Bu millet, dün olduğu gibi, bugün de gelecekte de eşsiz kahraman Mustafa Kemal'e sahip çıkacak, onun aydınlattığı yolda ilerleyişini sürdürecektir. Sözün özü, bu yayınlar, Atatürk'ün halkımız nezdindeki itibarını küçültmez bilakis daha da güçlendirir.