Bizler dünyaya geldiğimizde anadan üryan yani çırılçıplak olarak doğarız. Zengin de fakir de aynı şekilde açar gözlerini dünyaya. Doğduğumuz günden itibaren son nefesimizi verdiğimiz güne kadar karnımızı doyurmak, giyinmek, barınmak için çalışıp didinmek zorundayız. Meslek seçimimize göre az veyahut çok maddi kazançlar elde edebiliriz. Kazanımlarımızı elde ederken genellikle aklımıza gelmeyen bir şey var o da tüm bunları bizlere veren bir varlığın yani Allah’ın olduğu düşüncesi. Oysa kainatların yegane sahibi, yoktan var edeni ve her şeyin üstünde tek söz sahibi Allah’tır. O ne diler ve ne isterse o şekilde olur.
***
Allah’ın bereket mucizelerini örneklendirirsek; Geçmişte Mısırlıların elinde köle olarak yaşayan İsrailoğulları, Allah’ın yardımı ve Musa peygamberin liderliğinde Mısır’dan çıkarak yine Allah’ın vaad ettiği diyara doğru yolculuğa çıkmıştı. Yolculukta erkek-kadın ve çocuklardan oluşan binlerce İbrani halkı vardı. Firavundan kurtulup uzaklaştıktan sonra çöle gelip konaklamışlardı. Ancak yanlarında yiyecek ekmek ve içecek suları tükenmişti. Bunun üzerine Musa peygamber Allah’la konuştu ve ona içten bir duayla yakardı. Kavmi doyurmak ve su bulmak şarttı. Bunun üzerine Allah bir mucize gönderdi kavmin bulunduğu yerde kurulan çadırların üzerine ve çevrede bulunan çalılıkların üzerine göklerden man (İsrailoğulları için sağlanan yenilebilir madde) yolladı. Kavme bunları günlük tüketmeleri asla stok yapmamaları tembihlendi, zira her sabah gün ağarmadan yenisi geliyordu. Böylece bütün kavmin karnı doyuyordu. Su temini için Allah Musa peygambere “Elinde tuttuğun asayı (sopayı) kayaya vur ve oradan temiz su çıkacaktır” dedi. Bunun ardından Musa aynen Allah’ın buyurduğu gibi yaptı, kayaya asasıyla vurdu ve lezzetli ve temiz su ortaya çıktı.
Öte yandan başka bir olay, Mesih İsa’nın yeryüzünde yaşadığı dönemde yaşanmıştı. Bir gün İsa Mesih insanlara vaaz veriyordu. Tepenin yamaçları ve düzlükte olmak üzere on beş bin kadar kadın erkek ve çocuklar vardı ve can kulağıyla onu dinliyorlardı. Vakit bir hayli geç olmuş ve insanlar acıkmaya başlamıştı. İsa Mesih’in havarilerinden biri; “Efendim insanlar uzun zamandan beri burada, sizi dinliyorlar ancak yiyecekleri yok ne yapalım” dedi. Bu konuşmanın ardından İsa Mesih bir mucize gerçekleştirdi. Eline aldığı bir balığı ve mayasız ekmeği havaya kaldırarak dua etti. İşte ondan sonra orada bulunan herkese elden ele dağıtıldı, herkes yedi, hiç kimse aç kalmadı hatta artanları yanlarına yolluk olarak aldı. İşte bu olayda da olduğu gibi Allah ne isterse o olur, ne dilerse onu gerçekleştirir.
***
Bu iki örnekte de gördüğümüz üzere, kaygılanmak yerine Allah’a yürekten ve samimi bir şekilde dualar edersek makul olan her şeyi vakti geldiğinde O bizlere verecektir. Allah’ın hazineleri boldur, sonsuzdur. O her şeyi hakkıyla bilen ve gören Allah’tır. O’ndan istemeye ve dilemeye devam edelim. Allah bizim nelere ihtiyacımız olduğunu daha biz ondan istemeden önce bilir…