ABD Türkiye’ninmüttefiki mi?
Değil! Dostu dadeğil. Dost ve müttefik olan bir ülke bu kadar hata yapmaz.
Hem Irak’ın hemde Suriye’nin parçalanmasından en fazla zarar görecek ülke İran ve Türkiye’dir.
Türkiye,yaklaşık 600 yıl idare ettiği iki ülkenin parçalanmasından en fazla zararıgörecektir. Güney sınırında yuvalanan teröristlerin devletleştiğini görmeküzereyiz. ABD’nin teröristleri müttefik kabul etmesi ve sürekli silahlandırmasıne anlama geliyor.
ABD ile Türkiyehattındaki gelişmeler ne anlama geliyor? Erdoğan ABD’ye gittiğinde, Türkdelegasyonuna saldıran pkk yanlılarına Cumhurbaşkanı korumaları müdahaleetmişti.
Vay sen misinonlara karşı gelen… ABD yargısı korumalar hakkında tutuklama kararı çıkarır.Ama 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı sanığının Türkiye’ye iadeedilmesine seyirci kalır, görmezden gelir. Ama bir numaralı müttefikinin karşıçıkışına rağmen ABD bin beş yüz tır dolusu ağır silahı terör örgütü PYD/PKK’yaverir.
Öte yandanABD’ye gidenler tutuklanmaya başladı. İlk önce Rıza Zarrab’ı tutukladılar.Ardından Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’da ABD’ye gitti.
Atilla, İran’ayönelik ABD yaptırımlarını delmek ve bankacılık sahtekarlığı gerekçesiyle NewYork’ta tutuklandı.
Durumun ne kadarhassas olduğu bilindiği halde bu insanlar kuzu kuzu ABD’ye niye gidiyor?Doğrusu bunu anlayamadım…
CumhurbaşkanıErdoğan bu tutuklamaları ardından Joe Biden’e şunları söyledi;
“AdaletBakanlığı Zarrab’ı tutup orada Fetö’nün yedirip içirdiği isimlere teslimediyor….. Enteresandır mesela tutup iddianameye eşinin TOGEM’in kurucusuolduğu, benim o dernekle ilişkim olduğu falan yazılıyor. Ama o derneğinkurucuları arasında ne ben, ne de eşimvar. İddianamede adımızın geçirilmeye çalışılması, işin içinde ard niyetolduğunu ortaya koyuyor.
CumhurbaşkanıErdoğan, bu davayı gerekçe yaparak Emine Erdoğan üzerinden kendisine gelinmekistediğini düşünüyor.
Arkasında RızaZarrab’la bağlantılı olarak eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve dönemin HalkBankası Genel Müdürü Süleyman Aslan için tutuklama kararı çıkıyor.
CumhurbaşkanıErdoğan bu durumu “Pis kokular geliyor. Hukuki değil, siyasi ve TürkiyeCumhuriyeti Devletine yönelik bir adım” olarak değerlendiriyor.
CumhurbaşkanıErdoğan şöyle diyor;
“Neymiş İran’lailgili yaptırımları delmiş. Biz, Türkiye olarak İran’a bir yaptırım uygulamakararı almadık ki… Ekonomi Bakanı Hükümetin attığı bir adımı uygulayanlardanbir tanesi olacaktır. Bu işlerin arkasından pis kokular geliyor”
Cumhurbaşkanı,Ekonomi Bakanı’na emri veren kendisi olduğunu söyleyerek açıkça bir hesabınızvarsa benimle olmalı” diyor.
Esasında bütünbu yaptırımlar, ABD’nin siyasi tercihleri arasında yer alıyor. Türkiye üstelikABD’nin de bir eyaleti değil. Ama ok yaydan çıktı. Bütün bu gelişmeler,Türkiye’nin Kerkük ve Suriye’den geri adım attırmak için yapılıyor.
Şurası kesin kiABD Türkiye’nin dostu olmadığını her hareketiyle gösteriyor.
ABD’ninTürkiye’ye yönelttiği davanın adı ne olursa olsun, Türkiye bunu hiç hak etmiyor.ABD’den Türkiye’ye yöneltilen bu tavır milli tarihimiz açısından ağır bir durumve gururumuzu yaralıyor. Daha kaç Türk yetilisi tutuklanacak. Bu sır gibisaklanıyor. Mesela Egemen Bağış ve diğer arkadaşlarının adı bu davaya dahil mi,bunu da bilmiyoruz.
ABD’nin İran’laarasında olan sorunlar Türkiye’yi kesinlikle ilgilendirmez. Ama ABD İran’laolan kişisel sorununu Birleşmiş Milletler aracılığı ile uluslararası düzeyetaşıdı. Türkiye Birleşmiş Milletlerde yapılan iki oylamada kararıdesteklemediğini belirterek oy vermedi. Bu yüzden ABD’de devam eden Reza Zarrabdavasının adı ne olursa olsun ülkeye yöneltilen baskıları millet olarak hiç haketmiyoruz.
ABD’de devameden Zarrab davasıyla ilgili olarak ekonomi eski bakanı Zafer Çağlayan’a çıkanyakalama kararına ilişkin CHP’nin savcı kökenli Parti Meclisi Üyesi AliÖzgündüz’den değerlendirme geldi. Özgündüz’e göre bundan böyle Çağlayan’ınbaşta Avrupa olmak üzere ABD’nin etkin olduğu ülkelere gitmesinin çok zorolduğunu ve ABD İnterpol aracılığıyla kendisini her an tutuklayabileceğinibelirtirken, ‘’ İyisi mi, Çağlayan Yüce Divana gönderilmesi için başvurudabulunursa sorun kısmen çözülür’’ dedi.