Ab Birliği Bir Hıristiyan Kulübüdür

Abone Ol

Aslında kararı dondurdular dondurmasına da, kararın bağlayıcı bir yönü yok. Yani tavsiye niteliğinde bir karar. Avrupa Birliği esas kararı liderler toplantısında alacak.

Ama kanaatime göre, üyelik müzakerelerini donduran AB’nin bu davranışı bir rastlantı değil Türkiye’yi bir köşeye sıkıştırmaya bir art niyet.

Çünkü yalnız bugün değil Batı dünyası, Türkiye’ye karşı hep art niyetli olmuştur. Yukarıda belirttiğim gibi Avrupa Birliği bir Hıristiyan kulübüdür. Bu ben demiyorum ilk kuruluş yılların da AB Genel Sekreteri Jakde LEROSE de bir hıristiyan Birliği olduğunu ifade etmişti.

İşte bu hıristiyan kulübü Türkiye’yi 53 yıldır kapısında bekletiyor. Ekonomisi ve demokrasisi gelişmemiş birçok ülkeyi birliğe alırlarken, Türkiye’yi sudan sebepler yüzünden birliğe dahil etmiyorlar. AB Türkiye’yi neden kapısında bekletiyor? Çünkü aradan bin yıl geçse de Haçlı seferleri zihniyeti bütün haşmetiyle devam ediyor. Merkez bankası faiz artışı yaptığı ve döviz kurumunun aşağıya doğru bir seyir izlediği sırada, AB üyeliği dondurma kararı alarak, Türkiye ekonomisine yeniden bir darbe vurmuştur.

Bu davranışa kimse tesadüf diyemez. Tesadüf olan bir olay birbiriyle bu kadar özdeşleşemez. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankasına güzel güzel seslendi. “ Sizlere karışamam ama faizi bir miktar düşürün” dedi.

Merkez Bankası tam tersini yaptı. Faizi 0,50 puan artırdı.

Merkez Bankası iyi mi yaptı, Kötü mü yaptı?

İyi yaptı yapmasına da, Avrupa Birliği Merkez Bankası’nın bu kararını görünce, hemen Türkiye’nin üyeliğini dondurma kararı aldı.

Merkez Bankası böyle bir karar almasaydı, döviz kurumları aşağıya doğru bir seyir izleyecekti. Yani Merkez Bankası’nın 0,50 faiz artırımından sonra dolar bir anda geriledi ve çakılıp kaldı. Ama AB ne yaptı? Üyelik müzakerelerini geçici olarak dondurarak doların ateşini yeniden yükseltti. Bir Amerikan doları 3.44 lirayı aştı ve tarihi bir rekor kırdı.

Yani risk faktörü Merkez Bankası’nın faiz zammını etkisizleştirdi.Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar kimseye böyle bir ricada bulunmamıştır. O kadar yumuşak sözler sarfetmesine rağmen, MB doğru olanı yaparak faizi birazcık artırdı.Erdoğan ne güzel ifade etmişti: “Tokatı ben yiyiyorum. Sefayı o sürsün.”

“Oynama diyorum. Sen yine hobi olarak oyna. Ama faizleri artırma…Merkez Bankası ne yaptı? Cumhurbaşkanın tavsiyesini bile dikkate almadı.MB, Genel Müdürü ne yaptı? Hiç artırmamak olmazdı. Birazcık artırdı. Ama sonunda yeniden olan oldu. Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan ile MB Bankası’nın çabaları, boşa gitti.

AB art niyetli olduğu için, Türkiye ile olan müzakereleri geçici olarak bir anda donduruverdi.AB kendisini haklı çıkarmak için, Türkiye’nin yanlış davranışlarını sıraladı. Ülkedeki olağanüstü de eleştirdi.Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de hiç akla gelmeyen sözler sarfetti. Şöyle dedi! “Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı olarak söylüyorum. Olağanüstü hali ben istemiyorum kardeşim” diye konuştu. Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararını ve dövize ilişkin iki hamlesiyle ilgili olarak, “Merkez Bankası faizi artırmadığı için değil, faizi artırabilme cesareti gösterdiği için alkışlamalıyız. Merkezin faiz kararıyla son zamanlarda piyasa faiziyle açılan arasını daraltmaya çalıştığını gözlemledim. Bugüne kadar siyasi gözlemler olmasaydı ve merkez faizi iki yönde artırabilir, azaltılabilir algısının etrafında bunu yapsaydı çok daha etkili olurdu. Siyasiler düşük faiz istediğinden hareketle MB eleştirdiler.

Bu yüzden MB faizi ile piyasa faizi ayrıştı. Aradaki makas açıldı. Bugünkü kararla MB bir bakıma kendi faizini piyasa faizine yaklaştırdı. Böylece kur üzerinde olumlu etkisini hemen gördük. Ama bir şanssızlık eseri AB Parlamentosunun Türkiye’nin üyelik müzakerelerini geçici olarak dondurma kararıyla aynı zamana rastladı.”