'YENİ NORMALLEŞME' BAŞLADI AMA BİZ NORMAL MİYİZ?

Abone Ol

Koronavirüs salgını herkesi adeta paranoyak yaptı desek yalan olmaz…

Salgının başından beri ülkede yaşayan herkes tedbirlere uymak için çaba gösterdi ve göstermeye de devam ediyor. İnsan yapısı gereği sıkıntıya gelemez, bir de bu gibi toplumsal kaosa sebep olan sıkıntılar gerginliklere neden oluyor.

Bizim ülkemizin kültürü diğer dünya ülkelerinin kültürlerine hiç uymaz, örneğin sıkı aile bağlarımız, arkadaşlıklarımız, dostluklarımız bile başka yaşanır. İç içe olmayı seven bir milletiz. İşte koronavirüs salgınınındaki en büyük tehlike de burada başlıyor. Alışkanlık ve gelenek olarak gördüğümüz bu kavramlar salgının seyrini gün gün değiştiriyor.

Devlet yetkilileri, aylardan beri halkımıza salgından kurtulmak için geleneksel buluşmalarımızdan uzak kalmamıza salık veriyor. Genel olarak salgın tedbir ve kurallarına uymada başarılı sayılırız. Ancak salgının bu kadar uzaması, toplu aşı çalışmalarının yapılmasının kolay olmaması hepimizi sıkıyor.

Aylardır sabırla koronavirüse karşı koymak için çabalayanlar bile bunalıp tedbirleri göz ardı eder olmaya başladı. Kolay bir süreç değil, evlerde kapalı kalmak, sosyal faaliyetleri yapamamak ülkemiz insanının kırılma noktasına yaklaştığını gösteriyor.

1 Mart 2021 itibariyle '' Yeni normalleşme' süreci başlatıldı. Ancak 81 ilin koronavirüs haritası sürekli değişecek biliyoruz. Bugün risksiz, az riskli, orta riskli, yüksek riskli ve çok yüksek riskli gibi değişken tablolar çıkacak karşımıza. Tabloyu değiştirmek tabiî ki bizlerin elinde gönlümüzden geçen koronavirüs salgınının son bulması, dünya üzerinden silinip gitmesi. Kurallar ve tedbirler bizim ve sevdiklerimizin hayatta kalması için var. Uymadığımız tedbirler ve kuralların sonunda ölüm var…

Yeni normalleşme dönemini iyi değerlendirelim. Sevdiğimiz aile fertlerinin, arkadaşlarımızın ve dostlarımızın canlarına kast etmemek için kurallara uyalım. Acı gözyaşları dökmek için cenaze haberleri yerine, kazandığımız koronavirüs savaşının sonunda gurur ve mutluluk gözyaşları dökelim. Şimdi elimizi başımızın arasına koyup iyice düşünmenin tam zamanı. Ya koronayı yeneceğiz ya da o hepimizi yenecek.