Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "Cumhuriyet'in Çınarları" temalı dosya haberinin ikinci bölümünde İzmir'de yaşayan, 100 yaşındaki Hatice Yılmaz'ın hikayesine yer verildi. Ödemiş ilçesine bağlı Kurucuova Mahallesi'nde 10 Aralık 1923'te çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hatice Yılmaz, 1936 yılında henüz 13 yaşındayken çiftçilik yapan Mehmet Hilmi Yılmaz ile dünyaevine girdi.
Çiftin evliliklerinden 5 çocukları oldu. Mehmet Hilmi Yılmaz, 1955'te 42 yaşındayken geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitirdi. 32 yaşında dul kalan Yılmaz,
"Atatürk ile konuşmak isterdim"
Yaşamını 72 yaşındaki kızı ile 78 yaşındaki damadının Torbalı ilçesindeki evinde sürdüren Hatice Yılmaz, AA muhabirine, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini, yoksulluk nedeniyle ömrü boyunca yalnızca 2 gün okula gittiğini ve bu nedenle okuma yazma öğrenemediğini anlattı. Çocuklarını zor şartlarda okuttuğunu belirten Yılmaz, iki oğlunun "Atatürk gibi" askerlik mesleğini seçmesinin kendisini gururlandırdığını dile getirdi.
Geçirdiği rahatsızlık sonucu küçük kızının 26 yaşında öldüğünü söyleyen Yılmaz, evlat acısının hala yüreğinde taze olduğunu ifade etti. Çocukken Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün Ödemiş'e geleceğini duyduğunu ve tüm mahalle halkı gibi kendisinin de çok heyecanlandığını aktaran Yılmaz, Atatürk'ün programının iptal edildiğini, onun yerine İsmet İnönü'nün geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Evvela Atatürk'ü görmek isterdim. Onun daha büyük bir işi varmış, oraya gitmiş. Onun yerine İsmet Paşa geldi, onu gördüm, karısını (Mevhibe İnönü) da gördüm. Aşağı istasyondan yukarı istasyona kadar yürüdüler. Atatürk ile konuşup muhabbet etmek isterdim ama göremedim."
Her zaman şükrettiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Atatürk geldi, düşmanı denize döktü. Biz parladık. Türkiye'miz bu 100 yıl içinde çok gelişti. Hastaneler, apartmanlar dağın tepesine kadar evler yapıldı. Halimize şükür, milyonlarca şükür. Allah, Türk milletini korusun. Kötülük göstermesin, varlıkla gelelim, varlıkla gidelim. Açlık geldi gitti, tokluk geldi gitti, varlık geldi gitti. Bu halimize şükür, milyonlarca şükür." (AA)