TÜRKİYE'NİN KURAKLIKLA İLGİLİ POLİTİKALARI

Abone Ol

Kuraklıkla mücadele kısa, orta ve uzun dönemli planlamalara ihtiyaç göstermektedir. Öncelikle planlama bölümleri olarak, su, sulama teknolojileri, ürün ve üretim planlamaları hayata geçirilmelidir.

“Su kıtlığı, su kaynaklarının, uzun vadeli ortalama gereksinimleri karşılama konusundaki yetersizliğidir. Kuraklık ise; yağışların, kaydedilen normal düzeylerin önemli ölçüde altına düşmesi sonucu arazi, su kaynakları, üretim sistemlerini olumsuz olarak etkileyen ve ciddi hidrolojik dengesizliklere yol açan tabii bir olaydır.

İklim değişikliği söz konusu olduğunda verim değişimlerinin yanısıra sulama suyu ihtiyaçlarının artış ya da azalışları da göz önünde bulundurulmalıdır. Tarım havzasının verimi, hem iklim değişikliği hem de ülkeye sağlayacağı ekonomik katkı bakımından hassas bir unsurdur.

Kuraklığa karşı uyum planlaması beş tip model şeklinde ifade edilir:
 Ampirik ürün modelleri 
 Bölgesel uygunluk modelleri 
 Biyofiziksel modeller 
 Entegre-modeller 
 Karar modelleri

Tarımda uyumsuzluk riski kısa vadeli faydalar, uzun vadeli (sosyal, ekonomik veya çevresel) maliyetlerden daha ağır basarsa veya yönetim uyumunun olumsuz dış etkileri göz önünde bulundurulmazsa, örneğin, su kıtlığının artmasına uyum sağlamak için sulama altyapısı inşa edilirse, olası uyumsuz sonuçlar, altyapının oluşturulması ve işletilmesi, su maliyetlerinin artması veya su biyoçeşitliliğin üzerindeki olumsuz etkiler nedeniyle artan emisyonlar olabilir.

İklim Değişikliği Etkilerinin Günümüzde Tarımsal Üretim Sistemleri İle Uyumlanması İklim değişikliği etkilerinin tarımsal üretim sistemleri ile beraber değerlendirilmesi gerekliliği günümüzde kullanılması gereken dinamik modelleme sistemlerinin temelini oluşturmalıdır.

Gelecekteki iklim etkileri hakkında ürün verimlilikleri ve özellikle farklı iklimsel sınırlamalardaki değişiklikler hakkında bilgi, uzun dönemli, dönüştürücü uyum sağlama türlerini (B Tipi) bilgilendirmek için en doğru yaklaşım olabilir.

Ürün modelleri ve bölgesel uygunluk modelleri sadece verim ve üretim potansiyeline odaklanırken, iklim ve yönetim değişikliklerinin çok daha geniş çevresel hedefler üzerindeki etkilerini tahmin etmek için biyofiziksel model yaklaşımları uygulanmaktadır. Entegre modeller ve karar modelleri, karar modellerinde ekonomik hedeflere artan bir vurgu ile entegre hedeflerin kapsamını genişletmektedir”.

Kaynak/Alıntı: Zeynep Zaimoğlu. İklim Değişikliği ve Türkiye Tarımı Etkileşimi Zeynep Zaimoğlu