Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üçüncü binasının genel kurul salonunda başkanlık kürsüsünün arkasında “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” diye yazmakta. 1908 yılında ‘Senedi İttifak’ ile başlayan 1920 yılının 23 Nisan gününe kadar süren bir düşün gerçekleşebileceğinin kanıtıdır bu. Bu düş, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de temelidir. Ama düş henüz tam anlamıyla gerçekleştirilebilmiş değildir. Durum ortada:
Kuruluşundan bu yana 99 yıl geçmesine rağmen ne bizi Meclis’te hakkıyla temsil edeceklerine inandığımız vekillerimizi seçmemize olanak sağlayacak bir siyasi partiler yasamız ne de adil bir seçim sistemimiz var. Bunu geçen 99 yılda başarabilirdik ama olmadı. Başaramadık. Nedeni de 23 Nisanlarda neden övünmemiz gerektiği gerçeğini ulusça kavrayamamış olmamız.
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
Bayramlar, bugün de gelmiş geçmiş tüm kültürlerde olduğu gibi toplumların yaşamında önemli bir yere sahiptirler. İster dini olsunlar ister milli, bayramları bayram yapan anlamlarının toplumları oluşturan bireylerin çoğunluğu tarafından içselleştirilmiş olması. Övünç ve sevinci içeriyor olmaları da bundan. Kökleri yüzlerce, binlerce yıl öncesine uzanan dini bayramların geçmişte olduğu gibi günümüzde de kutlanıyor olmalarının nedeni bu… 18’inci yüzyıldan başlayarak ulusal devletlerin ortaya çıkışıyla oluşan ulusal bayramların varoluş nedenleri de üç aşağı beş yukarı aynı: Ulusların devamlılığını ve birlikteliğini sağlamak.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın “Çocuk Bayramı” olarak da kutlanmasıyla ilgili söyleyecek bir çift sözüm daha var: Bugüne kadar 23 Nisan günü çocukların bayramıdır diye çocukların sevindirildiğini, onlara armağan alındığını, bayram yerleri kurulduğunu ne duydum ne gördüm. Şeker Bayramı ve Kurban Bayramı gibi bayramlarda çocuklar her ailenin bütçesi elverildiğinde sevindirilir de 23 Nisan günleri niçin aynı şekilde sevindirilmezler? Kimi seçilmiş çocukların devlet büyüklerinin koltuklarına beş – on dakikalığına oturtulmaları bir armağansa onu bilemem.
Büyüklerin övünmedikleri, çocukların sevindirilmedikleri bir gün nasıl ulusal bir bayram olarak kutlanabilir anlamak mümkün değil. Bu yıl 99’uncu kez kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın bundan böyle küçüklerin sevindirileceği büyüklerin de övünecekleri en büyük bayram olarak kutlanması dileğiyle büyük, küçük hepimize kutlu olsun.
ATATÜRK MARŞI
İstiklal Savaşı’nın
En büyük kahramanı
Emanet ettin bana
Kurtardığın vatanı.
Yolunda yürüyorum,
Bağlıyım devrimlere,
Her gün Türk diyorum
Göğsümü gere gere.
Yurda, Cumhuriyete
Kimse el uzatamaz,
Bu inancı içimden
Hiçbir kuvvet atamaz.
Sesini duyuyorum,
Gönüller bağlı sana,
Senin evlâdın olmak
Gurur veriyor bana.