GÜNCEL

Türk pamuğunun geleceği Aydın’da konuşuldu

Ulusal Pamuk Konseyi tarafından düzenlenen 7. Ulusal Pamuk Zirvesi, Aydın Ticaret Borsası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Sektör temsilcilerinin yoğun katılımına sahne olan etkinlikte, Türk pamuğunun küresel pazarda daha güçlü ve ayrıcalıklı konuma taşınması gerektiği vurgulandı

Abone Ol

Ulusal Pamuk Konseyi’nce (UPK) 7. Ulusal Pamuk Zirvesi, Aydın Ticaret Borsası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarının ardından iki oturum halinde gerçekleştirilen zirvede, planlı üretim modeli, desteklemeler ve üretimde yaşanan sorunlar ile tekstil sektöründe Türk pamuğunun yeri konularında uzman isimler sunum gerçekleştirdi. 

“EKONOMİMİZİN LOKOMOTİF SEKTÖRLERİNDEN” 

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ilk sözü alan UPK Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, pamuğun ülke tarımının ve tekstil sektörünün en önemli hammaddelerinden biri olduğuna dikkati çekerek, “Pamuk, ülkemiz için sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda ekonomimizin lokomotif sektörlerinden biri olan tekstilin temel taşıdır. Türkiye, dünya genelinde pamuk üretimi ve tüketimi açısından önemli ülkeler arasında yer almakta olup, pamuk, sanayimizde büyük bir değer zinciri oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, yem ve yağ sanayisinde birçok ürüne hammadde sağlayarak katma değeri yüksek bir tarımsal ürün olarak öne çıkmaktadır. Tarladan sanayiye uzanan bu geniş kullanım alanı sayesinde pamuk, ekonomimize sadece tarım sektörüyle değil, farklı endüstrilere sağladığı girdilerle de büyük bir ivme kazandırmaktadır” dedi. 

“GİRDİ MALİYETLERİ ÜRETİCİYİ ZORLUYOR” 

Ancak son yıllarda pamuk üretiminde yaşanan dalgalanmalar, girdi maliyetlerinin artışı, küresel rekabet koşulları ve iklim değişikliği gibi faktörlerin, üreticilerin karşı karşıya olduğu temel zorluklar arasında yer aldığını anlatan Çondur, şöyle devam etti: “Hepimizin hatırlayacağı gibi, pamuk ekim alanları, 2020/21 sezonunda desteklemelerin yetersiz olmasından dolayı son kırk yılın en düşük seviyesi olan 359 bin hektara kadar gerilemişti. İzleyen 2021/22 sezonunda ekim alanları 432 bin hektara yükselmiş, 2022/23 sezonunda ise desteklemelerdeki iyileştirmeler sayesinde ekim alanları 573 bin hektara ulaşmıştır. Üreticilerimizin kurak ve sıcak iklim koşullarına ustalıkla uyum sağlaması sayesinde, tarla verimi korunmuş ve ülkemiz pamuk üretiminde 2022 yılında rekor seviyeler olan 2 milyon 750 bin ton kütlü pamuk ve 1 milyon ton lif pamuk seviyesine ulaşmıştır. Ne var ki, küresel ve ulusal ölçekte yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle üretim maliyetleri olağanüstü artmış, ancak ürün fiyatları bu maliyet artışına paralel bir yükseliş göstermemiştir.”

“PAMUK EKİM ALANLARI YÜZDE 17 DARALDI” 

Konseyin önerilerine rağmen yeterli desteklerin sağlanamaması sonucunda, 2023/24 sezonunda pamuk ekim alanlarının yüzde 17 daralarak 477 bin hektara, tarla verimindeki yüzde16'lık kayıpla birlikte rekoltenin ise yüzde 25 azalarak 777 bin tona düştüğünü belirten Çondur, “Sürdürülebilir pamuk üretimi için üreticimizin korunması ve destek mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. 2023 yılında 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli deprem bize bir kez daha Türkiye’deki deprem gerçeğini hatırlattı. Bu depremle birlikte kamu yatırımları ve harcamaları büyük ölçüde deprem bölgesindeki imar çalışmalarına aktarılmaktadır. Ancak pamuk sektöründeki yüksek maliyet artışları, enflasyon ve pamuk fiyatlarının bu artışlara paralel artış göstermemesi sebebi ile devlet desteklerinin artırılması Türk pamuğunun geleceği için hayati önem taşımaktadır” açıklamasında bulundu.

“GDO’SUZ TOHUM KULLANILIYOR” 

Başkan Çondur, “Çiftçilerimiz, modern tarım teknikleriyle yüksek verim elde ederek, dünya pamuk ekim alanlarının yalnızca yüzde 1,4’üne sahip olmamıza rağmen, küresel üretimin yüzde 2,9’unu gerçekleştirmektedir. Üstelik bunu, zorlu iklim koşullarında ve tamamen GDO’suz tohum kullanarak başarmaktadır. Bu başarının devamında, tekstil ve hazır giyim sektörümüz de büyük bir rol oynamaktadır. 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 30 milyar dolar ihracat geliri ve milyonlarca kişiye sağladığı istihdam ile bu sektör, Türkiye ekonomisinin lokomotif güçlerinden biri olmaya devam etmektedir. Günümüzde tüketicilerin çevre dostu üretime ve doğal ürünlere olan ilgisi hızla artarken, küresel salgın bu eğilimi daha da pekiştirmiştir. Bizler de küresel rekabet gücümüzü koruyabilmek adına pamuk üretiminde izlenebilirliği hızla artırmalı, organik pamuk ve iyi pamuk uygulamaları kapsamında üretimimizi geliştirmeliyiz. Ülkemiz dış ticaretinin en önemli sektörlerinden olan tekstil ve hazır giyim sanayilerimizin hammadde de dışa bağımlılığını azaltarak, küresel rekabet gücünün gelişmesini sağlayacak olan, dünyada GDO’lu pamuğun yaygın kullanımına karşı duruşumuzu simgeleyen ve büyük bir prestij unsuru olan “Gmo Free Turkish Cotton” markamız bizlere büyük bir fırsat sunmaktadır.  Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilmek için, mevzuat ve uygulamalarda gerekli düzenlemeleri yaparak yerli pamuk üretimimizi iyi tarım uygulamalarıyla eşitlemeliyiz. Böylece, hâlihazırda çırçırlama aşamasında başlayan izlenebilirlik sürecini tohumdan itibaren başlatarak, Türkiye pamuğunu küresel pazarda daha güçlü ve ayrıcalıklı bir konuma taşımalıyız” görüşlerini dile getirdi. 

“AYDIN’IN ÜRETİMİNİ TAKİP EDİYORUZ” 

Açılışta konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu ise Aydın’ın pamukçuluğun en önemli merkezlerinden biri olduğunu belirterek, “Aydın, bakanlığımız açısından tarım potansiyelinin yüksek olduğu, her zaman üretimini takip ettiğimiz illerden birisi. Bu anlamda tüm üreticilerimize teşekkür ediyoruz. Aydın, incirin, zeytinin, kestanenin, pamuğun merkezi. Pamuk, çok önemli bir sanayi ürünü. Lifi, tohumu, yağı, küspesiyle beraber çarpan etkisi olan, birçok sektöre dokunan, bu coğrafyanın kadim ürünlerinden birisi. Biz de üreticilerimizin kârlı ve sürdürülebilir üretim yapması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” dedi. 

“VERİMLİLİKTE  DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜYÜZ” 

Türkiye’nin dünyada pamuk üreten 7 ülkeden biri olduğunu ifade eden Emiralioğlu, “Küresel üretim 2022 yılında 116 milyon tondan 2023 yılında rekor seviye olan 124 milyon tonu aşmış olup bunun yüzde 20’sini pamuk oluşturmaktadır. Üretimin 58 milyon ton olduğu 2000 yılından bu yana küresel elyaf üretimi 2 katından fazla artmış olup, bu durumun devam etmesi halinde 2030 yılında 160 milyon tona çıkması beklenmektedir. 2023 yılında dünyada 32.2 milyon hektar alanda yaklaşık 74 milyon ton kütlü pamuk üretimi gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde son 5 yılda ortalama 4.6 milyon dekar alanda 2.2 milyon ton kütlü pamuk karşılığı, 820 bin ton lif pamuk üretimi gerçekleştirilmiştir. Ülkemiz pamuk üretiminde dünyada 7’nci sırada olmasına rağmen pamuk veriminde 3’üncü sırada, dünya ortalama veriminin 2 katı verimi vardır” diye konuştu. 

Türkiye’nin dünyada GDO’suz pamuk üreten nadir ülkelerden olduğunu ifade eden Emiralioğlu, 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren sertifikalı tohum kullanım oranının arttığını aktardı. Emiralioğlu, bitkisel üretime verilen tarımsal desteklerden de söz etti. 

Konuşmaların ardından oturumlara geçildi. Konusunda uzman isimler, planlı üretim modeli, desteklemeler ve üretimde yaşanan sorunlar ile tekstil sektöründe Türk pamuğunun yeri konularında sunumlar gerçekleştirdi. 

Toplantıya Aydın Valisi Yardımcısı Mehmet Yüce, İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, ADÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sürmen, Germencik Belediye Başkanı Burak Zencirci, ihracatçılar birliği, oda, borsa, kooperatif ve ziraat odası birliği temsilcileri ile çok sayıda pamuk üreticisi katıldı.