GÜNCEL

TES Aydın’dan milletvekillerine mektup

Abone Ol

TES Aydın Şubesi, parlamento gündemine gelmesi planlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda (ÖMK) yer almasını istedikleri içeren mektubu, Aydın’ın 8 milletvekiline gönderdi.

Aydın Merkez Postanesi önünde açıklamada bulunan TES Aydın Şubesi Başkanı Veli Yıldırım, “Öğretmenlik Meslek Kanunu ilk kez 23 Ekim 2018 tarihinde 2023 Eğitim Vizyon Belgesi'nin tanıtım toplantısında dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk tarafından kamuoyuna

duyurulmuştu. Bunun ardından Türk Eğitim-Sen olarak öğretmenlere yönelik bir kanunun çıkarılmasını olumlu bulduğumuzu ancak kanunun içerisinde öğretmenlerin tabi olduğu tüm süreç ve mevzuatın yer alması gerektiğini bildirmiş, 5 yıllık süreç içerisinde kanunda neler olması gerektiğine dair çok ciddi gayret ortaya koymuştuk” dedi.

“TÜM ÖĞRETMENLER KADROLU İSTİHDAM EDİLMELİ”

“Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki süreç içerisinde Anayasa Mahkemesi Öğretmenlik

Meslek Kanunu'nun bazı maddelerini iptal etmiştir” diyen Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu gelişmenin ardından Milli Eğitim Bakanlığı kanunun yeniden düzenlenmesi için bir çalışma başlatmıştır. Yeni ÖMK düzenlenmesinin kamuoyuna duyurulmasına kısa bir süre kala, siz kıymetli vekillerimizin bu kanunun öğretmenlerin taleplerine kulak verilerek, hayata geçirilmesi noktasında bizlere destek olmanızı istirham ediyoruz. Bu nedenle kanunda yer almasını arzuladığımız düzenlemelere biz eğitimcilerle birlikte sahip çıkmanız en büyük temennimizdir. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran ve mesleğin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak şekilde düzenlenmesi mesleki açıdan bir gerekliliktir. Bu kapsamda, tüm öğretmenlerin sadece kadrolu istihdam edilmesi, öğretmen atamalarının mülakat olmadan ve KPSS başarısı esas alınarak yapılması, kariyer basamaklarının sınav yerine hizmet yılı esasına göre belirlenmesi, mazeret tayinleri başta olmak üzere, tayinlerde yaşanan problemleri giderecek nakil sistemi kurulması, liyakati esas alan ve adalet zemininde yürüyen yönetici atama sisteminin yasal zeminde ihdas edilmesi, öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimleri için gerekli tedbir ve teşviklerin hayata geçirilmesi son derece önem arz etmektedir.”

Yıldırım, “Bu sebeple de Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda beklentilerimizi karşılayacak düzenlemelere yer verilmesi gereklidir. Şöyle ki; eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenebilmesi için, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda mutlaka cezaların artırılmasına, şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasına, özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Öğretmenlik mesleğine yönelik genel kaygılar ortadan kaldırılmalı, buna ek olarak maaş ve özlük hakları günümüz ekonomik koşullarına ve öğretmenlik mesleğinin itibarına uygun şekilde belirlenmelidir” görüşlerini dile getirdi.

“ÖĞRETMEN LİSELERİ YENİDEN HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Türkiye'de öğretmen istihdamı ile ilgili ihtiyaç analizinin yapılması çağrısında bulunan Yıldırım, “Bu konuda MEB ve YÖK koordineli bir şekilde süreci yürütmeli eğitim fakültelerinin sayısı ve kontenjanları buna göre belirlenmelidir. Sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve tüm öğretmenlerin kadrolu şekilde istihdam edilmesi sağlanmalıdır. Öğretmen liseleri tekrar hayata geçirilmelidir. Zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenler ekonomik ve özlük hakları açısından teşvik edilmelidir. Zorunlu hizmet alanlarında görev yapan eğitim çalışanlarına 2023 Eğitim Vizyon Belgesi'nde vaat edildiği üzere teşvik ödeneği ödenmelidir. Öğrenim özrü, kendi alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans ve doktora öğrenimine devam edenler için geri getirilmelidir.

Özellikle eş durumu atamalarında anayasanın koruması altında olan aile bütünlüğünün sağlanması açısından toplumu oluşturan ailenin bir arada tutulması zamana ve şarta bağlanmamalı, özür grubu atamalarında kolaylık sağlanmalıdır. Liyakati esas alan yazılı sınav esasına dayalı yönetici atama sistemi kurulmalıdır. Sınavla öğrenci kabul eden okullara yönetici ve öğretmenler de yazılı sınavla alınmalıdır” sözlerine yer verdi.

“YÖNETİCİLERE İL DIŞI TAYİN HAKKI VERİLMELİ”

Eğitim kurumu yöneticilerine; yönetici olarak il dışı tayin hakkı verilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, “Eğitim kurumu müdürlüğü ikinci görev kapsamından çıkarılarak asli görev haline getirilmelidir. Doğal afet durumlarında afete maruz kalan bölgelerdeki öğretmenlere teşvik edici tedbirler alınmalıdır. Her yıl öğretmen atamaları standart bir takvim doğrultusunda gerçekleştirilmeli ve 1 Eylül’de göreve başlayacak şekilde düzenlenmelidir. Eğitim Fakültesi son sınıfta yapılan öğretmenlik uygulaması stajı süresince öğretmen adaylarının sigortalanması ve asgari ücretin en az ½ si kadar ücret verilmesi gündeme alınmalıdır. Öğretmen kariyer basamakları sistemi sınavsız olmalıdır. Mesleki kıdemi 5 yıl olan öğretmenlere Uzman, 5 yılını tamamlamış Uzman Öğretmenlere de Başöğretmen unvanı verilmelidir. Yüksek lisans ve doktora öğrenimi bu sürelerden düşülmelidir.Hiçbir öğretmen Başöğretmen unvanı almadan emekli olmamalıdır. Mesleki kıdemi 20 yıl ve daha fazla olan öğretmenlerin uzman öğretmenlikte bekleme süresi kaldırılmalı, Başöğretmen unvanı verilmeli ve tazminatı ödenmelidir” diye konuştu.

“YÖNETİCİ AKADEMİSİ KURULMALI”

Öğretmenlik kariyer basamakları sisteminin getirmiş olduğu mali hakların emeklilik sistemine de yansıtılması talebinde bulunan Yıldırım, şunları kaydetti:

“GİH sınıfında görev yapan yöneticilere görev ve sorumlulukları gereği, ücret dengesizliğini önlemek için, kıdemlerine bağlı olarak uzman öğretmen ve başöğretmen tazminatları yansıtılmalıdır. Ücretli öğretmenlik, özel öğretim kurumlarında geçen süreler, PİKTES kapsamında görev yapılan süreler, uzman ve başöğretmenlik için gerekli kıdem hesabında sayılmalıdır. Kariyer basamaklarında ilerlemek için, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olma şartı kaldırılmalı, eğitim programı ve asgari çalışmaları tamamlama zorunluluğuna yer verilmemelidir. Eğitim kurumu çalışanlarının mobbinge maruz kalmaması için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda, bu hususta düzenlemeler yapılmalıdır. Başarıyı esas alan, objektif kriterlere dayalı ödül sistemi getirilmelidir. Mesleki ve kişisel gelişimlerine destek olmak amacıyla, hizmet içi eğitim fırsatından her öğretmen faydalanmalıdır. Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına bir asgari ücret tutarında ödenmelidir. MEB Yönetici Akademisi kurulmalı, eğitim kurumları müdürleri EKYS sonrası burada yetiştirilmelidir. Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saati 15 saat olmalıdır.”

Yıldırım ve beraberindekiler, basın açıklamasının ardından dile getirdikleri talepleri içeren mektupları Aydın’ın 8 milletvekiline posta yoluyla gönderdi.