TANSU ÇİLLER OLAYI

Abone Ol

Son günlerde eski Başbakan ve DYP Lideri Tansu Çiller’in yeniden siyasete döneceği senaryoları gündemde. İktidarın, Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin yükselişinin önünü kesmek üzere Çiller’e destek verdiği iddia ediliyor. Tansu Çiller’in AK Parti’yle yakın ilişkisi de 2018 seçimlerinden bu yana herkesin malumu.

1993’te Murat Karayalçın’la, ardından Deniz Baykal, Mesut Yılmaz ve Necmettin Erbakan’la iktidar ortağı olan Çiller, herhalde bu geçmiş deneyimlerinden ders çıkarmış (!) olacak ki, “Koalisyonlar darbeden beterdir” çıkışında bulundu. Çiller’in bu çıkışını ‘abartılı’ bulduğumu belirtmek isterim. Koalisyon, çağdaş demokrasilerde uzlaşıya hizmet eden bir yönetim seçeneğidir. Türkiye’de geçmişte yaşanan birtakım ‘koalisyon krizleri’ bu gerçeğin üstünü örtmez. Dünyada çok başarılı koalisyon modellerine rastlamak da mümkündür.

Konumuza dönecek olursak 2002’den bu yana aktif siyaset sahnesinde olmayan Çiller bugün politikaya dönse ‘hatırı sayılır’ bir oy oranına ulaşabilir mi derseniz, buna olumlu yanıt vermek güç. Nedenini söyleyeyim. Her şeyden önce Çiller, Türkiye’de merkez sağa gönül vermiş seçmen için tam bir düş kırıklığıdır.

***

1991 genel seçimlerinde Süleyman Demirel liderliğinde giren DYP, yüzde 27 oyla birinci parti olmuştu. Demirel’in Çankaya’ya çıkmasının ardından DYP, Tansu Çiller liderliğindeki ilk genel seçime 1995’te girdi. DYP bu seçimde yüzde 20 oyla, Refah Partisi’nin ardından yarışı ikincilikle tamamladı.

Ecevit rüzgârının estiği 1999 seçimlerinde ise Çiller’in DYP’si yüzde 12’lik oy oranıyla ancak beşinci parti oldu. Çiller, DYP Genel Başkanı olarak son seçime 2002’de girdi. Bu seçim dönemin koalisyon partileri gibi DYP için de adeta ‘yıkım’ oldu. DYP, yüzde 9’luk oy oranıyla yüzde 10 seçim barajına takıldı. Bu sonuç üzerine Çiller, DYP Genel Başkanlığı görevinden ayrıldı. Burada da görüyoruz ki, DYP’yi siyaset sahnesinde iyiden iyiye gerileten Çiller’in ta kendisidir.

***

Aradan geçen bu 20 yıllık süre zarfında bazı taleplere karşın bırakınız aktif siyasete dönmeyi, siyasal konularda yorum dahi yapmamayı yeğleyen Çiller’in şimdilerde medyada boy göstermesini ‘manidar’ bulduğumu ifade edeyim.

Sözün özü, merkez sağ yelpazede bulunan seçmenin Çiller’e prim vereceğini sanmam. Çünkü bizzat tanık olduğum olaylar bunu gösteriyor. 12 Eylül öncesinde Adalet Partisi’ne, sonraki süreçte ise yıllarca DYP’ye ve Çiller’e oy vermiş, tüm gücüyle desteklemiş pek çok seçmen, bugün Çiller hakkında olumlu tek söz etmiyor. Evine, ofisine Çiller fotoğrafları asanlar çoktan kaldırmış bile…

***

1990’ların siyasetinde gaflarıyla, ekonomik krizlerle, malvarlığı tartışmalarıyla, bunların da ötesinde Demokrat Parti ve Adalet Partisi çizgisinin devamı olan DYP’yi girdiği her seçimde eritmesiyle gündeme gelen Çiller, bugünün siyasal konjonktüründe ‘umut ışığı’ olmaktan çok ama çok uzaktır.

Kalın sağlıcakla…