KUŞADASI'NDAKİ DEĞİŞİM

Abone Ol

Yaz aylarını oldukça sıcak geçiren Aydın'da insanların büyük bölümünün bir ayağı Kuşadası'ndadır. İlçe merkezinden Güzelçamlı'ya kadar uzanan yaklaşık 25 kilometrelik sahil bandı boyunca yazlık siteler vardır. Sanırım, Türkiye'de en fazla yazlık konutun olduğu tatil beldelerinin başında Kuşadası gelir.

Ben de kendimi bildim bileli yani 25 yılı aşkın süredir yaz tatillerimin büyük çoğunluğunu Kuşadası'nda geçiririm. Öğrencilik döneminde oldukça uzun olan bu tatiller şimdilerde bir hayli kısalsa da Kuşadası benim için bambaşka bir öneme sahiptir. O sokakları adım adım bildiğimi söylesem abartı olmaz.

***

Son 30 yıldaki plansız yapılaşma ve çarpık kentleşmeden Kuşadası da nasibini aldı. Betonlaşmayla birlikte o eski tatil beldesi gitti, yerine koskoca bir şehir geldi. Sorun yalnızca tarım arazilerinin yapılaşması değildi. Kışlık nüfusu 100 bin olan ilçenin yazlık nüfusu 500 binleri bazen milyonu bulduğunda trafik sorununun da içinden çıkılmaz bir hal aldığı gerçek.

Bütün bunlar olurken, 31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerinde işbaşına gelen Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel'in çalışmalarını, bir ayağı Kuşadası'nda olan bir vatandaş olarak takdir etmemek mümkün değil.

Öyle ki, geçen hafta sonu ilçeyi şöyle bir turladığımda yaz mevsimi öncesinde hummalı bir çalışmanın sürdüğüne tanıklık ettim. İlçenin, turizmin kalbi olarak nitelendirebileceğimiz Kaleiçi bölgesi baştan aşağı yenileniyor, bölgenin çehresi değişiyor. Çalışmaların Büyükşehir ve Kuşadası belediyelerince işbirliğiyle yürütüldüğünü öğrendim. Bu da olumlu bir gösterge.

***

Yalnızca Kaleiçi bölgesindeki çalışma değildi dikkatimi çeken. İlçe merkezini Davutlar güzergâhına bağlayan Süleyman Demirel Bulvarı'ndaki refüj, yıllar yılı içler acısı bir haldeydi. Ne zaman gelip geçsem kuru otlar ve toprakla kaplı bu bölümün uygar bir kente, hele hele Kuşadası gibi bir turizm kentine hiç ama hiç yakışmadığını düşünürdüm. Şimdi gördüm ki, Kuşadası Belediyesi ekipleri, önceki yıllarda kaderine terk edilen bu alana da el atmış, gerekli ağaçlandırma, çiçek dikimi ve peyzaj düzenlemeleri gerçekleştirilmiş.

Refüje ekilen çimler yeşerdiğinde, fidanlar büyüyüp ağaç olduğunda tam da Kuşadası'na yakışan bir görüntünün ortaya çıkacağından hiç kuşkum yok.

Anakent ve ilçe belediyesinin işbirliğiyle muhtelif mahallelerde gerçekleştirilen altyapı ve üstyapı çalışmalarının da ilçenin çehresini önemli ölçüde değiştirdiğini gözlemledim. Bunlar, uzun yıllardır eksikliği hissedilen hizmetlerdi. Bu çalışmaların sürekliliğini diliyorum.

Ancak tüm bunların yanı sıra Kuşadası'nda vahşi yapılaşmanın, betonlaşmanın hâlâ devam ettiğine tanık olmak çok üzücü. Zeytinliklerin, şeftali bahçelerinin yok edilerek yerlerine lüks villalar inşa edildiğine, beton yığınının daha da arttığına şahitlik ettim gezerken.

***

Yol, çevre düzenlemesi, altyapı, park gibi temel hizmetleri yerine getiren, bunun yanı sıra sosyal belediyecilik uygulamalarında da başarılı örnekler sergileyen yerel yönetimlerin, bu betonlaşmaya da artık bir dur demesi gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda yapılması gereken çalışma ivedilikle yapılmalı, yapılmazsa, turizm merkezlerinde tarım alanı kalmayacak, her yer beton yığını olacak. Çevre bilincine sahip her bir yurttaşı kara kara düşündüren bir durum bu.

Dilerim, ilçenin çehresini değiştirmek için çalışma gerçekleştiren yöneticiler, olayın bu boyutunu da dikkate alırlar. İşte o zaman aşırı yapılaşmanın olmadığı, inşa edilen yapıların çok katlılıktan uzak, çevreyle uyum halinde olduğu görüntü ortaya çıkar. Bu irade ortaya konursa, son derece verimli topraklara sahip Kuşadası, turizmin yanı sıra, tarım konusunda da adından söz ettirir bir ilçe haline gelir.

Sağlıklı, güzel günlere…