KERKÜK NASIL KÜRT ŞEHRİ OLDU

Abone Ol

Türkiye uzun zamandır Kürtlerin Kerkük’te ortaya koyduğu politikaya sessiz kaldı. Ve hiç girişimde bulunmadı. Oysa Kerkük 500 bine yakın nüfusu ile bir Türk yurdudur. Bu kent, nasıl oluyor da 20 yıl içinde bir Kürt bölgesi haline geldi. Kerkük geçmişte de ihmal edildi. AKP döneminde de bölge de yaşanan olaylara rağmen sessiz kalmadı.

Kerkük’ün sorunları yakinen izlenmiş olsaydı, bugün soydaşlarımızın haklarını koruyacak bir sonucu elde etmek kolay olacaktı. Ama ne yazık ki Kerkük uzun yıllar ihmal edildi. Özellikle son yıllarda Barzani ile olan ilişkiler ve Ankara’ya geldiğinde göndere bayrak çekilmesi, ayağına kırmızı halılar serilmesi etkinliğimizi zayıflattı.

Çünkü Barzani bugün yaşadığımız süreci yıllar önce planlamış ve sırası geldiğinde hayata geçireceğine inanıyordu. Çünkü arkasında ABD gibi süper bir güç vardı.

2005 Yılında yazılan Irak anayasası da Barzani’ye bir bağımsız devlet kurma şansı veriyordu. Şimdi Barzani, Musul’u kontrol ederken, son günlerde de Talaba’nin KYB’si Kerkük’ü ele geçirme hesapları yapıyordu.

Irak’ta 2005 yılında Anayasa hazırlanırken 3 vilayetin bir araya gelmesiyle bir bölge oluşturulabileceği kararı alınmıştı. Barzani o dönem Dahok, Erbil ve Süleymaniye’yi içine alan bir bölge oluşturdu . O dönem Kerkük ve Musul’a özel statü verildi. Aslında bu özel statü konusu tam olarak açıklığa kavuşamadığı için tartışmalı olarak bırakıldı, ve o günden günümüze kadar bu sorun çözülemedi.

İhmaller ve gelişen olayları sebep ve sonuçlarını takip etmemek ve etkin tedbirler almamanın sonu bugün ki sonucu doğurdu. Geçtiğimiz günlerde Irak Başbakanı Haydar el Abadi’ nin Bağdat’ı ziyaret eden Kürt heyetiyle görüşmesinde, Türkmen kenti Kerkük sorununa çözüm için 140. Madde’nin önünde ki engellerin kaldırılmasında mutabık kalındığını bildirdi.

Başbakan Abadi’nin basın ofisinden yapılan açıklamada, başbakan Anayasa çerçevesinde durumun normalleşmesi, ırak’ın birliği ve unsurlar arasında birlikte yaşamın korunması için Kürt heyetiyle diyalog yoluna başvurularak sorunların çözülmesin de anlaşmaya varıp, tüm çabaların İşıd’a karşı verilen mücadeleye yoğunlaştırılmasını istedi. Kısacası açıklamada, Başbakan ve Kürt heyeti 140. Madde’nin etkinleştirilmesinin önünde ki engellerin kaldırılmasında mutabık kalarak tüm kentlerde kontrolün sağlanıp İşıd’in bölgeden çıkarılmasından sonra nüfus sayımı yapılmasının önemine vurgu yaptı.

Kerkük’ün statüsü 2003’ten sonra kent’te yapılan Kürt göçü, taraftarlar arasında görüş ayrılıklarına neden oluyordu. IKYB’ nin Erbil kentinden Bağdat’ın gelen Kürt heyetin de, Kurdistan Demokrat Partisi Politabüro sorumlusu Fazıl Mirani, İKYB Başkanlık Divanı başkanı Fuat Hüseyin ve Kurdistan Yurt severler birliği başkanı ve Politabüro üyesi Adnan Müfti yer alıyordu. ABD’NİN 2003’DE Irak’ı işgali sırasında Kürt güçleri Kerkük’ü filen ele geçirmiş, kentte yoğun bir kürt göçü yaşanmıştı.2005 Yılında yazılan Irak Anayasası’nın 140. Maddesine göre, Kerkük’ün statüsü, devrik lider Saddam Hüseyin döneminde Kerkük’ten zorla göç ettirilenlerin geri dönmesi, ardından Kerkük’te nüfus sayımı yapılması ve kentin statüsü hakkında bir referanduma gidilerek nihayi durumun belirlenmesi öngörülmüştü. Ancak çeşitli nedenler ve anlaşmazlıklar nedeniyle bu madde henüz uygulanmadı. Saddam döneminde kent Araplaştırılırken, diğer etnik kökenliler göç ettirilmişti. Ancak 2003’ten sonra tam tersi oldu.Bu şartlarda yapılacak nüfus sayımında kentte Kürt çoğunluk sonucu ve Kürt yönetiminin de Türkmen kentini ilhak etmesi gündeme gelecek. Bağdat Kerkük’ün idari olarak merkezi yönetimine bağlı olduğunu belirtirken, Kürtler ve özellikle kentte hakimiyet süren Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Kerkük’ün ( IKBY’ye) yani Barzani yönetimine ilhak edilmesini talep ediyor. Türkmenler ise, buna karşı çıkarak Kerkük’ün özel bir statüye sahip olmasını istiyordu.

Bu olayda bu güne kadar gelip geçen yöneticilerin en büyük yanlışı, Peşmerge başı Mesud Barzani’ye inanması oldu. Oradaki Türkmenlerde izledikleri politikalarla kendilerini yok eder duruma getirdiler. Yani iyi organize olamadılar ve kentin bir Kürt şehri haline gelmesini sessizce izlediler. Türkiye’nin de ihmalleri var. Barzani güçleri Kerkük’e girdiği sırada tapu ve nüfus kayıtlarını tahrip edilmesine fazla tepki göstermemekle yaptı. O günlerde Türkiye tercihini Irak Merkezi yönetimi yerine Barzani’den yana kullandı. Oysa Barzani’nin ona fikri , bağımsız bir Kürdistan kurmak ve Kerkük’ü kendi topraklarına katmaktı. Türkiye’nin uzun vadeli bir dış politikası olmayınca bu gerçekleri göremedi. Barzani ise, adım adım büyük Kürdistan devletinin kuruluşuna doğru yöneldi.