ADÜ Öğretim Üyesi Ekonomist Doç. Dr. Ali Petek, güncel ekonomik sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Enflasyonla mücadelede alınan önlemlerin somut başarıya yönelik emareler vermediğini savunan Petek, “Dolayısıyla sıkılaştırma politikalarının devamının ihtiyacı ortaya çıktı. Faiz oranlarının artırılması para politikası açısından sıkılaştırmanın devam ettiği anlamına gelir. Çünkü özellikle hizmetler sektöründeki talep kırılamıyor. Sağlık, eğitim, lojistik gibi alanlarda fiyatlar düşürülemiyor. Bunun kırılması gerekiyor. Para politikaları enflasyonla mücadelede tek başına yeterli değildir. Teorik olarak da böyledir, pratiğini de gördük. Para politikaları kısa vadeli çözümdür. Asıl çözüm maliye politikalarıyla olur. Maliye politikası nedir? Maliye politikası devletin politikasıdır. Orada da sıkılaştırma olması gereklidir” dedi.
FAİZ ARTIŞI
Kamu harcamalarının azaltılması gerektiğini kaydeden Petek, “Kamu kendisi tasarrufa gidecek. Zorunlu harcamaların dışındaki harcamaları minimize edecek. Yatırım harcamalarını bir yıl erteleyecek. Genel bakışımız bu. Kamu borçlanmasında da piyasadaki fazla likiditeyi çekecek tahvil fiyatlarının faizlerinin artması gerekiyor. İç borçlanma senetlerinde bunu görüyoruz. Bu da para politikasına yakın bir politika. Tüm bunların birlikte olması gerekiyor. Bunların yanı sıra beklentilerin pozitife dönmesi lazım. Enflasyonun düşeceğine ilişkin beklentinin olması lazım. Ekonomi politikalarının yapıcıları şeffaf ve öngörebilir olmalı. Beklenmeyen şekilde faiz artışı öngörülebilir bir politika değil” değerlendirmesinde bulundu.
“DÖVİZ BASKILANIYOR”
Petek, “Seçimden sonra göreve gelen Mehmet Şimşek’le piyasalara güven gelmişti. Biz kendisini Ticaret Odası’nda dinleme fırsatı bulduk. Orta vadeli programı da detaylıca aktardı. Açıklanması gereken pek çok şey var. İşsizliğin düştüğü iddia edildi ama işgücüne katılım oranının ne olduğu söylenmedi. ‘İşsiz’ demek, çalışmayan demek değildir. Çalışmak isteyip iş bulamayandır. Demem o ki, Türkiye’de işsizlik oranının düşmesinin nedeni iş buldukları için değil, insanlar iş aramaktan vazgeçtikleri için. Döviz baskılanıyor. Merkez Bankası rezervlerinde inanılmaz bir azalış var. Dövizin hızla artmasını eski, bilindik yöntemle frenlemeye çalışıyorlar. Biz bu filmi daha önce seyretmiştik. O zaman ne değişti? Dövizi serbest bırakacaksınız. Piyasa belirleyecek. Piyasa yalan söylemez. Başarılı mısınız değil misiniz bunun cevabını piyasa verir. Döviz yükseliyor. Sağlıkta maliyetler artıyor. Lojistikte temel ürün yakıt. O da artıyor. İthalata bağlı çünkü” değerlendirmesinde bulundu.
“YABANCI KAYNAK GİRİŞİ OLMALI”
Yapısal reformların önemine işaret eden Petek, “İthal etmek yerine yerli üretim teşvik edilmeli. Dış ticaretin ana kalemleri yatırım ve ana mallar. Son gelinen nokta, 8 aydır yapılanlarda somut bir ışık görülmediği için parasal sıkılaştırmada yeniden gaza basıldı. Maliye politikalarının zaruretinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Türkiye’ye yabancı kaynakların girmesi lazım. Beklentiler düzelmeden yabancı kaynak giriş olmaz. Yabancı kaynak girişi de ekonomik tedbirlerin yanı sıra hukuksal reformla mümkün olur” diyerek sözlerini tamamladı.