İDEOLOJİYİ YIKMAK VE GERÇEK PENCERİSİNDE KUŞADASINI DEĞERLENDİRMEK

Abone Ol

“Gerçek, herkesin kabul ettiği şeydir. Ancak bunun tersi olabileceğini düşünmemek ortaya çıkabilecek yeni gerçeklere kapıyı kapamaktır.” Kuşadası’nda turizm var mı? Var… Aydın’ın Didim ve Kuşadası ilçeleri hariç diğer tüm yerlerinde turizm faaliyeti yok denecek kadar az olduğundan Kuşadası ve Didim’de turizm etkinliklerinin yaygın olduğu düşünülür. Bundandır ki her sene sezon başında turizm koordinasyon toplantıları mutlaka bu iki ilçenin birinde yapılır. Kuşadası, Aydın turizminin kalbi sayılır. Bu, bilinen bir gerçektir. Ancak Kuşadası’nda aslında turizm yok. Limana yanaşan dev gemilerden yola çıkarak tezimi çürütmek isteyen çıkabilir. O dev gemilerden Kuşadası halkı veya esnafının ne kazancı var? Haydi, soralım bu soruyu kendimize… Onlarca otel ve bu otellerde konaklayan binlerce turist… Otelden dışarı çıkmayan turist, hangi işe yarar? Kuşadası’nda İyi ki çarşambaları bir halk pazarı var. O da olmasa Kuşadası sokaklarında turisti gören eden olmayacak. Hoş, otantik halk pazarlarını kaldırma projelerinin olduğu herkesin kulağında… Turizmin, o beldede yaşayan halka bir faydası dokunmalı ki orada turizm var densin. Halkın cebine para girmediği gibi turizm faaliyetlerinin getirdiği diğer avantajlardan halk yararlanamamaktadır. Nasıl mı? Turizm beldelerinde turizm var diye sokakların bakımı, bahçe ve park işleri, altyapı çalışmaları biraz daha özenli olur. Doğru muyum? Kuşadası, sokakları delik değişik, kentte yeşil alan yok… Yüksek gerilim hatları dâhil tüm elektrik kabloları binalarla aynı hizada… Balkondan bir çocuk elini uzatsa çocuğun elektrik akımına kapılması mümkün… Görüntü kirliliğinden öte, can güvenliği tehlikede…

Kuşadası’nda bulunan bir meydan gerçeğinden yola çıkarak Kuşadası turizmin alt kenti mi sorusuna cevap bulabiliriz. Şekerci Meydanı’ndan söz etmekteyiz. Kuşadası kent merkezine inen yol ile Söke-Selçuk-Çamlık/Yeniköy gibi dört yolun kesiştiği meydandan… Hangi otele giderse gitsin turist mutlaka bu meydandan geçmektedir. Ana arter burası. Meydanda tam bir trafik keşmekeşi var. İstanbul değil burası küçük bir yer, Kuşadası… Meydan biçimsiz binalarla çevrilidir. Elektrik direkleri tam bir ucube, kablolar dışarıda… Binaların dış cepheleri egzoz dumanından kapkara bir hal almış. Terkedilmiş binalar tam bir Gargamel şatosunu andırmaktadır.

Vaatte bulunmak aslında iyidir. Hedef belirleme, planlama, çalışma motivasyonun sağlanması, istek uyandırma adına vaat gereklidir. Ancak halkı, insanı aldatma farklıdır. Son beledeyi seçimlerinde adaylar ne vaatler bulundu ne vaatler… Kuşadası Belediye Başkanlığı’na veya Meclis üyeliğine soyunan her bir aday bastırdıkları eğer seçilirlerse broşürlerinde Kuşadası’nı birer uzay üssünü çevirmişlerdi. Keşke denilenlerin binde biri yapılsa… Kutsal kitaptaki bir sözü hatırlamakta yarar var: “Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?” Broşürlerde şekli-şemalı değiştirilip adama benzetilecek yerlerden birisi de Şekerci Meydanı’ydı. Bu meydan için neler tasarlanmıştı neler? Yonca yollar… Söke-Selçuk istikametli yol bu kavşağa geldiği zaman yerin altına alınmakta; Çamlık-kent merkezi yolu üst servisle sağlanmakta; bu iki ana arter de yan yollarla birbiriyle bağlanmakta… Meydanın üstünde devasa park ve anıt yer almakta… Böylesine bir çalışma için elbette meydan genişletilmekte, dolayısıyla meydan, kendisine bakan şekilsiz yapılardan kısmen arınmış olmakta… Artık çok şey beklenmiyor. Her şeyden vazgeçildi. Meydandaki elektrik kablolarını yeraltına alın; dumandan-isten kararmış meydana bakan binaların dış cephelerini kanun gücü kullanarak mülk sahiplerine boyatın. Çok mu şey istendi. Bunları bari yapın. 1980-1990’ların turizm başkenti Kuşadası’dır. Gelinen süreçte Kuşadası turizmin alt kenti haline gelir. Broşürlerde büyük laflar edip yukarıdaki gibi küçük beklentilere vatandaşı sığındırırsak Kuşadası’nın şuan ki konumu pek değişmez. Alt kentlikten başkentliğe çıkmanın ilk anahtarı kapı gibi iradeye sahip olmaktır. İkincisi planlamak ve uygulamak… Makamları, şahsi ve siyasi menfaatler için asla kullanmamaktır. İstediklerini ifade etmektir. Elbette, bağırmak tek başına bir işe yaramaz. İstediğini elde etmek için akıllı olmalısın. Kuşadası’nı kurtarmak isteyenlere benden birkaç basit proje: Kuşadası’nın bütün meydanlarını yenileyin ve genişletin. Devasa anlamlı anıtlar dikin. Kent içinde büyük araziler üzerinde adamakıllı yeşil alanlar oluşturun. Ana arterlerin altına büyük devasa tüneller yapın. Bütün altyapıyı bu tünellerin içerisine alın. İlave altyapı çalışmaları da buradan geçsin. Altyapı tamiratları için yollar tekrar kazılmak zorunda kalınmaz böylece… Tüneller açıldıktan sonra yollar güzelce kaplansın. Her yol, her sokak ağaçlandırılsın. Yaya geçitler ve kaldırımlar tamamlansın. Long Beach-Davutlar-Güzelçamlı hattındaki atıl konutlar kaldırılsın; denize sıfır büyük, doğa ile barışık golf ve termal otellerin kurulmasının önü açılsın. Otellerin devasa futbol sahaları olsun… İş yapmak isteyene proje çok… Yeni sorunlar üretmeye gerek yok. Hâlihazırda çözüm bekleyen sorunlar zaten dağ olmuş. Kolaylıklar dilerim.