GÜÇLÜYÜZ DEMEKLE GÜÇLÜ OLUNMUYOR

Abone Ol

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 49. Genel Kurulu geçtiğimiz hafta Perşembe günü İstanbu’da toplandı. Tek aday olana Simone Kaslowki Genel Kurulda başkanlığa seçildi. İki yıldır görevi sürdüren TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecek, konuşmasında ‘’ Türkiye makro düzeydeki yeni güç dağılımında coğrafyamızın da desteğiyle önemli bir ülke olma konumunu koruyacak’’ dedi.

Erol Bilecik, konuşmasında iki yıl önce güçlü bir Türkiye hayaliyle yola çıktıklarını işaret ederek; ‘’ Amacımız güçlü bir geleneği, güçlü bir geleneğe taşımaktı. Bizi ayakta tutan bu güzel ülkenin potansiyeline ve inanca olan inancımız oldu. Güçlüyüz demekle güçlü ülke olunmuyor. Ülkeleri güçlü yapan özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygıdır’’ dedi. Erol Bilecik Türkiye’nin güçlü ülkeler liginde yer almasını ancak çoğulculuk hoşgörü, adalet, dayanışma, kadın- erkek eşitliğinin sağlanması ve çağdaş bir eğitim sitemiyle mümkün olacağını söyledi.’’ Hepimizin Atatürk ve Cumhuriyete minnet borcu var diyen Erol Bilecik küreselleşmeyi demokratikleştirmeden demokrasiyi küreselleşmenin mümkün olmadığını belirterek ‘’ Devletin siyasetinde ancak menfaatler vardır. Çünkü dış politikada duygular değil, gerçekler ağır basar. Ülkenin menfaatleri korumada iletişim dilimizin ve üslubumuzun çok önemli bir yeri var’’ Bilecik şu değerlendirmelerde bulundu; Türkiye çok partili siyasal yaşama ciddi bir alt üst oluşmadan istikrar içinde geçmeyi başarmış az sayıda ülkelerden biridir. Ülkeyi istikrarın simgesi haline getiren, insan hak ve özgürlüklerine dayalı, laik, sosyal, hukuk devleti anlayışıdır. Türkiye’yi aydınlık bir geleceğe taşıyacak olanda yine bu anlayıştır. Bu nedenle demokrasi kısa vadeli siyasal hesaplara kurban edilemez, edilmemelidir. Güçlü bir gelecek için siyasi demokratikleşmek gerekir. Demokrasi ve özgürlükler başta olmak üzere tüm cumhuriyet değerleri bize emanettir. Bu emanete sahip çıkmak hepimizin borcudur. Çünkü unutmayalım ki demokrasi ithal edilemez, inşa edilir. Bu günkü muhasebemiz şunu gösteriyor. Türkiye’ye daha sağlam daha güçlü bir demokrasi borcumuz var. Son olarak sizlere Mevlana’nın beni çok etkileyen güzel bir sözü ile veda etmek istiyorum.’’ Derler ki gözden ırak olan, gönülden de ırak olur’’ Dedim ki gönüle giren gözden ırak olsa ne olur?

*****

Türk Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği TÜSİAD, 2019 yılı enflasyon tahmini yüzde 12,5 bütçe açığı yüzde 1,9 cari işlemler açığı yüzde 2,5 büyüme tahmini yüzde 1 özel tüketim harcamaları artışı 1,2 olarak açıkladı. Karın rakip bankaların kazancının iki katından fazlası olduğunu işaret ediyor ve Alman finans kuruluşu Deutsche Bank’ın aynı dönemde TL işlemlerinden 33 milyon dolar kar elde ettiğini yazıyor. Türk varlıklarında yatırımı bulunan bazı uluslararası bankalarında 2018 de TL’ de yaşanan sert satış dalgasından zarar ettiğini açıkladı.

*****

Sanayici ve İş Adamları 2018 itibarıyla birikmiş 150 milyar liranın üzerindeki KDV alacağını beklerken seçim öncesi KDV’de yeni iade taleplerinin yarısının 10 gün içinde ödeneceğini açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı katma değer vergisi genel uygulama tebliğinde ( Seri No:24) değişiklik yaparak ihracat işlemleriyle sınırlı olmak üzere nakdi iade taleplerinin karşılanma esaslarını belirledi. Tebliğ ile birlikte 2019 yılı Ocak ayından itibaren gerçekleşen ihracat işlemlerinden kaynaklanan KDV iade taleplerinin yüzde 50’sinin 10 iş günü içinde ödenmesi hükümete bağlandı. Mükelleflerin iadeden yararlanabilmesi için en az 24 ay KDV beyannamesi vermiş olması daha önce en az 3 vergilendirme döneminde iade talebinin sonuçlanmamış olması gerekiyor.

10 AYDA 684 BİN KREDİ KARTI TAKİBE DÜŞTÜ

Vatandaşlar borç içinde yüzüyor. AKP’nin çiftçinin, esnafın, işçinin umudu olmaktan çıktığını kaydeden CHP Tokat milletvekili Kadri Durmaz; ‘’ Sadece 10 ayda takibe düşen kredi kartı borçlu sayısı 684 bin 210 kişi. 2018 yılında ülkeye yaklaşık 21 milyar dolara ulaşan nereden geldiği belli olmayan bir para girdisi var’’ Bireysel kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin gün geçtikçe arttığını belirten Durmaz şöyle devam etti; ‘’ Bireysel kredi kartlarını ödeyemeyenlerin sayısı Ekim ayı baz alarak söylersek 2 milyon 485 bin kişi oldu. Sadece 10 ayda takibe düşen kredi kartı borçlu sayısı 684 bin 360 kişi oldu. 2018 yılında ülkemizin yaklaşık 21 milyar dolara ulaşan , nereden geldiği belli olmayan bir para girişi var. Ekonomide durum böyle iken aslında yapılması gereken vatandaşı üreteni rahatlatmak. Nedeni, belli, vatandaşlarıyla esnafımızın sorunu belli. Bu şartlarda ekonomiyi canlandırmaktan başka da çözüm yok.