Aydın’da eskiden düğünler cumadan başlar; pazar günü gelin almayla sona ererdi. Cuma akşamları kız evinde kına gecesi olurdu. Cumartesi ve pazar gündüzü hem kız hem oğlan evinde gelen misafirlere yemek verilirdi. Özellikle oğlan evinde büyük baş hayvan kesilir; et dinlendirildikten sonra yemek yapımı için aşçılara teslim edilirdi. Düğünlerde sarma(yaprak dolma), keşkek, sıkma, kızartma, etli kuru fasulye, pirinç pilavı, et yemeği gibi yemekler pişirilirdi. Tatlı olarak irmik helvası verilirdi. Keşkek buğdayının dövülmesi, sıkma malzemesinin hazırlanması, patateslerin soyulması, sarmanın sarılması gibi işler köyde imece usulüyle yapılırdı. Yani köyün kadınları bir araya gelerek düğün sahibine yardım ederdi. Oğlan evinde erkek misafirlere mutlaka içki de ikram edilirdi. Bu içki genelde rakıydı. Yemek servisi, omuzlarına düğün sahibi tarafından verilmiş yazma(el işlemeli başörtüsü) serilmiş konu-komşudan kimileri tarafından yapılırdı. Cumartesi akşamı oğlan ve kız evinde müzikli eğlence olurdu. Oğlan evinde davul zurnalı eğlence revaçta iken kız evinde çalgıcı bayanlar tercih edilirdi. Onlar tef, darbuka, cümbüş, toprak tümbek (Karacasu testisinden yapılmış) çalardı. Çalgıcı kadınlar Aydın merkez Kozdibi Mahallesi’nden temin edilirdi. Çünkü bu mesleği icra edenler genelde bu mahallede otururdu. Davul-zurna çalanlar ise Germencik’ten çağrılırdı. Gırnata ise Muğla’nın Yatağan ilçesinden gelirdi. Damat eğer köy ağasının oğluysa, ya da damadın hali vakti oldukça iyiyse oğlan evine köçek ya da çengi de çağrılırdı. Neredeyse tüm köy erkekleri bu çengiyi izlerdi. Bunlar kalktı zamanla… Şimdilerde ise orkestra, org çıktı. Düğünler, salonlara hapsoldu ve bir güne hatta bir akşama sığdırıldı. Çengi ya da köçeğin adı oryantal oldu. Oryantaller artık otellerde yapılan kimi düğün ve toplantılarda ya da televizyon şovlarında marifetlerini sergiliyor.