ÇOCUKLUĞUMUZUN OYUNLARI, BUGÜNÜN TABLETLERİ

ÇOCUKLUĞUMUZUN OYUNLARI, BUGÜNÜN TABLETLERİ
Abone Ol

Tozlu sokakların, üstü kirden arınmayan çocuklarıydık, parmak izi dolu ekranlara yenildik…
Bir zamanlar mahallelerde ‘elim sende’ oyunuyla çığlıklarımız artardı. Saklambaç oynarken nefes nefese kalır, bilye (misket) oynarken ellerimiz avuçlarımız yara bere içinde kalırdı. Üstümüz başımız toz, toprak içinde kalırdı ama bizim zamanımızda çocuklar hep mutluydu. 

Ne telefon, ne tablet ne wifi ye ne de şarj aletlerine ihtiyacımız yoktu. İhtiyacımız olan tek şey, arkadaşlarımız, bir top ve güneşin batmamasıydı.
O neşeli çocukluğumuzun yerini şimdilerde tabletler aldı.  ‘Annee bir çizgi film aç izleyeyim’ diyen çocuklar, şimdi 5 yaşında Youtube’da kanal açmak istiyorlar. Dışarı çıkıp oynaması gerekiyorken, telefon, tablet ve bilgisayarlarda ‘mobil oyunlarla’ küçük yaşta beyinlerini meşgul ediyorlar. 
Şimdi suç kimde? Çocuklarda mı? Elbette hayır. Onlar neyi görüyorsa onu yaşıyorlar. 

Ellerine doğar doğmaz tutuşturulan telefonlar adeta yeni nesilin sus oyuncağı olmuş durumda. Annelerimiz bizleri sokaktan zorla çağırırlardı. Akşam ezanı okunduğunda herkesin annesi balkona çıkıp, ‘yemek yiyeceğiz hadi artık eve gel’ diye seslenirlerdi. 
Psikolojik açıdan bakacak olursak gerçekten bizler mutlu bir çocukluk yaşamışız. 4-5 yaşına gelen bir çocuğa şimdi telefon istediğinde hele bir vermeyin, ortalığı birbirine katıyor. 5 yaşındaki bir çocukta neyin öfkesi olabilir?

Dijital çağın artıları dışında eksileri de var elbette, çoğu yazımda bunu baz almıştım ama çocukları bu denli telefon ve tabletlere düşkün görmek beni üzüyor.
Ne kadar ekrandan uzak tutulurlarsa tutulsunlar bir gün dijital dünyayla tanışacaklar. Engel olunabildiği kadar olunur ama en erkeni de okula başladığında tanışacak. Artık okullarda bilgisayar dersleri ve teknolojik gelişmeler takip edildikçe bu dersler de aynı oranda artacak. Ama en azından eğitim, çocukları başka seviyede yetiştirebilir.

Sağlıklı ve bilinçli yeni nesiller yetiştirebilmek dileğiyle…