Son dönemde ardı ardına gelen akaryakıt zamları, insanları gideceği yere bisikletle ve yürüyerek gitmeye teşvik ediyor. Aslında, bisiklet kullanımını teşvik eden unsurun akaryakıt zamları değil, bizatihi bir kültürün kendisi olması gerekirdi. Ama toplumumuzda bisiklet kültürü ne yazık ki, yerleşik değil.
Bazı istisnalar olmakla birlikte kentlerimizin büyük bölümü bisiklet kullanımına uygun değil. Bisikletle sokağa çıkıldığı zaman güvenli bir sürüş konusunda önemli endişeler var. Bu durumda belli bir kesim her şeye karşın bisiklet kullanıyor ama toplumun önemli bir bölümü de elverişli koşullar olmadığı için bisiklet kullanmıyor, kullanamıyor.
***
Türkiye’de bisiklet dostu kentlerin başında Konya geliyor. Konya, tamı tamına 550 kilometrelik bisiklet yoğu ağına sahip. Ayrıca kentin çeşitli noktalarında kurulan bisiklet istasyonlarından cüzi bir ücret karşılığında bisiklet kiralamak mümkün.
Durum böyle olunca insanlar bir yerden bir yere bisiklet yollarını kullanarak güven içinde seyahat edebiliyor. Hem yakıt masrafına girmemiş oluyorlar hem spor yapıyorlar hem de çevre dostu bir ulaşım aracı kullanabiliyorlar. Deyim yerindeyse bir taşla birden çok kuş vurma olanağına sahip oluyorlar.
***
Konya’da gerçekleştirilen bu uygulama Aydın’da neden gerçekleştirilmesin? Kentin doğu batı, kuzey güney aksında bisiklet yolları olsa, insanlar hem sağlıklı hem çevre dostu bir ulaşım aracı bisikleti tercih etse fena mı olur? Neredeyse Aydın’la bütünleşen İncirliova veya Umurlu güzergâhında bisiklet yolları inşa edilse çok ama çok anlamlı olacağı kanısındayım. Bu konuda yetkililere büyük görev düşmekte, özellikle de yerel yönetimlere…
Ne zaman ki, kent planı düzenlemeleri araç eksenli değil de yaya ve bisiklet eksenli yapılır, işte o zaman daha uygar kent görünümüyle karşı karşıya kalırız.
O günlere ulaşmak ümidiyle…