CHP Nazilli Kadın Kollları Başkanı Nilgün Aktaş 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. 1960’da, Dominik Cumhuriyeti’nde, faşist bir diktatör hükümetinin katlettiği Mirabel Kardeşlerin katledildiği gün olan 25 Kasım’ın Birleşmiş Miletler Genel Kurulu’nda Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildiğini hatırlatan Aktaş Türkiye’de kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çekerek “Kadına yönelik şiddetin temel nedeni erkek egemen toplumsal, siyasal ve ekonomik koşulların yarattığı eşitsizlik ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıktır” dedi. İktidarın kadına yönelik şiddeti besleyen bir anlayışı körüklediğini savunan Aktaş İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını eleştirdi.
TEMEL SORUN EŞİTSİZLİK
Açıklamasında kadına yönelik şiddetle mücadelenin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda etkin bir biçimde sağlanması ve kadınların insan haklarının korunmasıyla mümkün olduğunu belirten Nilgün Aktaş “Bunun da muhatabı ve sağlayıcısı devlettir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, kadınların yanındayız. Yerel yönetimlerdeki iktidarımızı kadınların eğitim ve iş yaşamına katılımı, kadın yoksulluğunun giderilmesi ve toplumsal hayatın sürdürülebilir kılınması için ürettiğimiz sosyal politikalar, kültür politikaları, vatandaşı güvende hissettirecek kent politikaları geliştirmek ve uygulamak için kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ SIRALADI
Açıklamasının son bölümünde kadına yönelik şiddetle mücadelede atılması gereken adımları sıralayan Nilgin Aktaş “İstanbul Sözleşmesine ivedilikle geri dönmelidir. 6284 sayılı kanun etkili bir şekilde uygulanmalıdır. Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kuracağımızın sözünü veriyoruz. Toplumda cezasızlık ve adaletsizlik duygusunu ortadan kaldıracak yasal uygulamaların takipçisi olacağız. Kadınların iş yaşamına katılımını destekleyici, kadınların ‘eşdeğer işe eşit ücret’ talebinin gerektirdiği eşitlik politikaları ve sosyal politikalar kapsayıcı biçimde uygulanmalıdır. ”Kız çocuklarının eğitim hakkı devlet güvencesinde olmalı ve eğitim hakkının engellenmesine karşı yasal yaptırımlar etkili biçimde uygulanmalıdır. Dijital medya araçlarının, kadına yönelik şiddet amaçlı olarak kullanılmasını engelleyecek politikalar üretilmelidir. Kadınların temel sağlık hakları ve sağlık hizmetlerine erişimi, devlet tarafından ön koşulsuz olarak kesintisiz sağlanmalıdır. Kadınların siyasete eşit ve güçlü bir şekilde katılımını destekleyecek mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır” dedi.