“28 Temmuz; sonucunu casusluk faaliyetlerinin belirlediği
Ankara Savaşının yıl dönümü”
15’ci yüzyıla girildiğinde Osmanlı tahtında Murad Hüdavendigar'ın oğlu Kütahya sancak beyi Gazi Yıldırım Beyazıt Han oturuyordu.
Timurlu tahtında ise dünya tarihinin gidişatını değiştirecek Çağatay Hanlığı emirlerinden Barlas Türkü Timur vardı.
Beyazıt, devletin iç işleyişini yenilemiş, Niğbolu’da Haçlı Ordusunu yenmiş, Balkanlara tamamen hakim olmuş, Boğaza Anadolu Hisarını yaptırıp İstanbul'u kuşatmıştı.
Karaman ve Kadı Burhaneddin devletleri ile Karadeniz beyliklerinin topraklarını ülkesine katıp güçlü bir merkeziyetçi yapı kurmuştu.
Timur ise Türkistan, Maveraünnehir, Horasan, Harzem, Azerbaycan, Kafkasya, Hindistan ve İran’a kadar uzanan coğrafyanın hakimiydi.
Çağatay, Altınordu ve İlhanlı Moğol hanedanlarının son varislerini ortadan kaldırıp Anadolu kapısına dayanmıştı.
Nahçıvan yolundan gelerek Iğdır'daki Sürmeli Kale kapısından Anadolu'ya girdi.
Karakoyunluların Doğu ve Güneydoğu Anadolu topraklarını üç yıl içinde zapt ederek Osmanlıya sınır komşusu oldu.
Fırat'ın doğusuna geçerek Orta Doğu’daki Memluk kentleri Halep, Humus ve Şam'da egemenlik sağladı.
Celayirlerin hüküm sürdüğü Bağdat'ı teslim aldıktan sonra Birecik'e hareket etti.
Memluklerin yönetimindeki Harran, Urfa, Maraş ve Antep gibi önemli kentleri alıp doğuya ilerledi.
Artuklu devletinin Mardin, Diyarbakır, Nusaybin başta olmak üzere bütün topraklarını ele geçirip batıya döndü.
Kadı Burhaneddin devletinin başkenti Sivas'ı teslim aldıktan sonra gönderdiği elçi vasıtasıyla Beyazıt’tan taleplerde bulundu.
Talepleri arasında; Türkmen beylerinden alınan toprakların terk edilmesi ile Celayirli Ahmed ve Karakoyunlu Kara Yusuf’un kendisine iadesi vardı.
Beyazıt, bu tekliflerin hiçbirini kabul etmedi.
Timur'a hitaben yazdığı hakaretamiz mektuplarda Selçuklu’dan sonra Anadolu’nun hâkimi ve Türkmenlerin varisi olduğunu belirtip meydan okudu, savaş daveti yaptı.
Timur’un kontrolündeki Eretna devletinin Erzincan ve Kemah gibi önemli kentlerini ülkesine kattı.
Memluklerin himayesindeki Dulkadirli topraklarından Elbistan, Malatya, Darende ve Divriği'yi aldı.
Beyazıt'ın Memluk topraklarına girmesi Timur'a yaradı. Memluk, Osmanlı, Celayirli ve Altınordu’nun dâhil olduğu ittifakın son halkası kırıldı.
Yaşanan anlaşmazlıklar, karşılıklı taarruzlar; Türk İslam dünyasının hâkimi olmak isteyen iki hükümdar arasında büyük bir savaşı kaçınılmaz hale getirdi.
Beyazıt, İstanbul kuşatmasını kaldırıp, Bursa, Adapazarı ve Bolu üzerinden Ankara önlerine geldi.
Timur ise Kırşehir yoluyla Ankara sınırlarına girdi. Fakat Osmanlı ordusunu beklemediği bir anda karşısına görünce bir gece içinde yer değiştirerek savaşın cephesini değiştirdi.
Savaş, Ankara'nın Çubuk Ovasında 28 Temmuz 1402 Cuma günü saba erken saatlerde iki ordunun da son hazırlıklarını yapıp yerlerini almasıyla başladı.
Kaynakların bildirdiğine göre Timur’un ordusu, Osmanlı ordusunun iki katı kadardı.
Osmanlı ordusu Azaplar, Yeniçeriler, Sipahiler, Kapıkulu askerleri ve Türk beyliklerine ait birliklerden müteşekkildi.
Ayrıca, Karay (Kara Tatar) süvarileri ile Beyazıt'ın kayınbiraderi Lazareviç’in komutasındaki Sırp askerleri bulunuyordu.
Timurlu ordusunda ise Harzem ve Maveraünnehir’den takviye gelen Türkmen süvari alayları, Kafkasyalı askerler, Hindistan’dan getirilen askeri birlikler ile zırhlı savaş filleri vardı.
Savaş, okçuların ve fillerin üzerindeki neftendazların (ateş topu atan askerler) atışıyla başlayıp on dört saat kadar sürdü.
Timur lehine casusluk faaliyetleri savaşın seyrini değiştirdi. İlk olarak Aydınoğlu askerleri ile Saruhan, Karesi, Germiyan ve Hamidili askerler daha sonra da Karay süvarileri Timur’un saflarına katıldı.
Bu durum Osmanlı ordusunun cephelerden çekilip dağılmasına yol açtı.
Timurluların son taarruzunda Osmanlı şehzadeleri, ordu kumandanları ve Lazareviç kaçmayı başardı, Beyazıt yakalanıp esir alındı.
***
Timur, savaştan sonra bir süre Ankara’da kaldı. Zafername yazdırıp Avrupa Krallarına gönderdi.
Avrupalı müttefiklerin talebi üzerine Bizans'ın üzerine gitmedi.
Anadolu'nun birçok yerine seferler düzenleyen askerleri, şehirleri yağmalayıp ganimet topladı.
Memluk sultanı ile dostluk anlaşması imzaladı ve Kahire’ye gitti. Semerkant’a dönüşü bir yıl kadar sürdü.
Osmanlı, Anadolu ve Orta Doğu topraklarını ülkesine katmayınca siyasi dengeler alt üst oldu.
Osmanlı fetret devrine girdi. Hanedan arasında on bir yıl sürecek taht kavgaları başladı.
Anadolu beyliklerinden özellikle Karamanlı, Karakoyunlu ve Akkoyunlular çok güçlendi.
Memlukler, Anadolu’daki gücünü kaybetmeye başladı.
Bu savaşın en büyük faydasını Bizans gördü. Kaybettiği topraklarını geri kazandı ve İstanbul’un fethi çeyrek yüzyıl gecikti.
Beyazıt, savaştan sekiz ay sonra esaret altında yaşadığı Akşehir’de, Timur ise savaştan iki yıl sonra Çin'e sefer hazırlığı yaparken Otrar kasabasında öldü.
Osmanlı’da Çelebi Mehmet, Memluklerde Barsbay, Timurlular’da ise Şahruh tahta çıktı.
***
Tarihi olaylar, gerçekleştiği dönemin şartları dikkate alınarak yansıtılır.
Bu nedenle Emir Timur’u; Selçuklu’yu yıkan Moğol hanedanın atası Cengiz Han yerine koyup Ankara savaşının sorumlusu tutamayız.
Kırkiki yaşında genç bir sultan olan Beyazıt'ın hiç savaş kaybetmemiş altmışaltı yaşındaki Timur'un karşısında galip gelmesi neredeyse imkânsızdı.
Çünkü Timur, Osmanlı devletini kimseden yardım alamayacak şekilde tek başına bırakmıştı.
Ceneviz, Fransa, İspanya Krallığı gibi Osmanlı karşıtlarıyla yakın ilişki içerisinde bulunup, işbirliği yapmıştı.
Ayrıca Karaman beyliği başta olmak üzere diğer Türkmen beyleriyle birlikte hareket etmiş, Memluklerle anlaşmıştı.
Savaşın yerini ve zamanını kendisi belirlemiş, meteorolojik şartları ve casusluk kaynaklarını çok iyi kullanmıştı.
Ankara savaşının vebali elbette Timur’undur. O’nun en başta Türk beylerince kışkırtılıp Beyazıt'a saldırması talihsizliktir.
Beyazıt'ın Timur tehlikesine rağmen ittifak halinde olduğu Memluklerin Anadolu içlerindeki topraklarına doğru genişlemek istemesi büyük hatadır.
Netice olarak her iki Türk hükümdarını Ankara savaşına taşıyan siyasal, sosyal, kültürel, askeri, dini ve ekonomik nedenlerini çok iyi anlamalı, doğru ve yanlışlarını sorgulayıp ders çıkarmalıyız.
***
Kaynaklar:
(1) Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300–1600), YKY, İstanbul, 2008., (2) Yusuf Halaçoğlu, TDV İslam Ansiklopedisi, 1991., (3) Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi Bildirisi, TTK Yayını, 2012., (4) Mustafa Semih Arıcı, Yıldırım Beyazıd ve Timur, Çığ ve Ateşin Savaşı, Kastaş Yayınları, 2013.