12 EYLÜL ÜRÜNÜ SEÇİM BARAJI

Abone Ol

Ülkemizde siyasîler her kürsüye çıktıklarında 12 Eylül darbecilerini, onların getirdiği kurumları ve yasaları eleştirirler ama 12 Eylül’ün ürünü olan yüzde 10’luk seçim barajı 42 yıldır yürürlükte.

Dile kolay… Tamı tamına 42 yıl…

Bu 42 yıllık süre zarfında pek çok kez anayasa değişikliği yapıldı. Bu değişikliklerin bir kısmı parlamentoda gerekli çoğunluğu elde ederek kabul edildi. Bazı değişiklikler ise parlamentoda yeterli sayıyla kabul edilemediği için halkoylamasına götürüldü.

Bu 42 yılda demokrasi, temel hak ve özgürlükler, kalkınma, modernleşme gibi birçok kavramın arkasına sığınarak getirilen değişiklik tekliflerine her ne hikmetse şu yüzde 10’luk seçim barajı meselesi bir türlü dâhil edilmedi, edilemedi (!)

Esasen, yüzde 10’luk seçim barajını değiştirme yönünde bir irade ortaya konulabilirdi konulmasına ama sistem partilerinin işine geldi yüzde 10 barajı. Çünkü hak etmedikleri oy oranıyla hak etmedikleri şekilde vekil çıkarmak hep hoşlarına gitti.

***

Yüzde 10’luk seçim barajına takılan siyasî partilere verilen oylar, o partiler parlamentoya giremediği için başka partilerin hanesine yazıldı. Bir kentte birinci, ikinci olan parti, baraja takıldığı için vekil çıkaramadı, onun yerine üçüncü, dördüncü sırada yer alan partiler TBMM’ye vekil gönderdi. Siyasal tarihimizde buna benzer çok sayıda örnek bulmak mümkündür.

Şimdi ise AK Parti ve MHP tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan teklifle bu yüzde 10’luk barajın yüzde 7’ye düşürülmek istendiğini öğrendik.

***

3 puanlık tam manasıyla temsilde adaleti sağlamaktan uzak olsa da her şeye karşın önemli bir adımdır. Ama yukarıda belirttiğim gibi, bunca yıldır elinde sayısal çoğunluk olan iktidar, bu düzenleme için niye bu zamanı beklemiştir? Neden bu düzenleme daha önce yapılmamıştır?

Buna da tatmin edici yanıt verileceğini sanmıyorum.

Dilerim, seçim barajı yüzde 7’den de daha aşağıda olur, olmalıdır. Ancak bu şekilde sağlıklı bir demokratik temsilin parlamentoya yansıması mümkün olur.

Kalın sağlıcakla…